Birkaç kağıt parçası arıyorum
yazabilmek için seni...
Mısralarla çizebilmek için seni.
Resmin dolanıyor damarlarımda.
Sana yazmak istiyorum.
Aşkın ve ümidin en güzeli olan seni
Sonsuz maviliklerin ardı sıra var olan
bir o kadar yalnız
kalabalıkların sonsuzluk doruklarından
sesler geliyordu
esintiler arasında.
Aydınlık karartılar yokuşa sürüyordu
Bu soğuk kış gününde
-Belki kış da değildir kaybedeli çok oldu hayatı-
kulağımda bilmem nerelerden gelen
Nazım Hikmet mısraları...
Usta diyorum;
görseydin bu günleri sen ne derdin?
Geçen yüzyıldan sesler işittim.
Nazım Hikmet;
henüz söylemediğim sözlerimdir diyordu
sana söylenecek en güzel sözleri...
Sonra Ahmet Arif'i duydum.
Yokluğunu cehennemimdir diyordu.
Kalabalık yalnızlıklar çizdim alnına,
Yalnızlıkların paylaşılamayacak o pervasız acısını
ve başıboşluğun
korkunç hüznünü...
Kahkahalar atılan bu yaşamda
gözyaşları kaldı belki de
Umut et sevgili,
senin kadar güzel bir dünya...
Bu zamana kadar hiçkimsenin ayak izlerinin
olmadığı kumsalların varlığını...
Hayal et sevgili,
gözlerin kadar anlamlı olsun yaşamak da.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!