Kaf önce hafif hafif düşüyorsun sonra
kızıl kızıl dağılıyorsun elimde kalıyor iki nokta
atıp kırmızı bir gül kalbimin tam ortasına
kaçıyorsun mevsimlerden mevsimlere
tahtı çalınmış bir padişahım oysa
kayboluşunu arayan hesapsız yolculuklarda
Devamını Oku
kızıl kızıl dağılıyorsun elimde kalıyor iki nokta
atıp kırmızı bir gül kalbimin tam ortasına
kaçıyorsun mevsimlerden mevsimlere
tahtı çalınmış bir padişahım oysa
kayboluşunu arayan hesapsız yolculuklarda
Yasaklı Sevdalar
Yasaklı sevdalarla dolu yaşamımda
Acemi, çocuk edası bendeki
Aşkla her karşılaşmam
Umutsuzca bir çırpınış,
Göstermek için köpek gözlerine
Kalpler arasında köprü kurmuş
Gök kuşağı tadındaki aşkı
Sevdalarımın üzerinde kol gezinen
Bin yılların Baldıran zehirli laneti,
Bir bilsen, Nasıl kahreder beni,
Bir bilsen ah! bir bilsen
Zindan karanlığını yırtan
Üç kibrit çöpünün gizini,
Çocukluğumun bir yerlerinde
Kart kurt sesiyle
Can çekişen bir nemrutun çaresizliği,
Kalbimin mahreminde saklı
Sen ve zazaca ağlayan bir çocuk
(zımaneme dı ju kâçek bermeyana)
Dağlara çekilir sevdalarım
Devrin apoletli cellatlarına karşı
Çetin ve amansız bir kavgaya
Vedadan uzak bir baş kaldırı havasında
Seni ve yarınları cennet güzelliğinde yaşamak uğruna
Gözlerimde söndürüp ay’ı
Güneşin ilk ışıklarıyla,
Yaşlandırırak zamanı
Haykırarak tüm aşklarımı
Önder Boynukara
Sensizlik denklemi ve acemi çırpınışlar
Gece boğulurken sensizliğe
Kararıyor geceye ışık veren ne varsa
Düşünce denklemleri sıralanıyor peş peşe
Sensizlik çok bilinmeyenli denklem misali,
Ve hep sen varsın düşüncelerin zirvesinde
Acı veriyor ayrılığın,
Nafile çabalar
Susuyor gözbebeklerin
Böyle sessizce çekip gitmek olmaz
Paylaşılacak çokşey var daha
Herhangi bir zaman diliminde
Bir akşam üstü ay ışığı şahitliğinde elele yürümek,
doyasıya sevişmek
Bir sırrı paylaşmak,
Zaman, boyut, mekan kavramlarından uzak
Bir bütünün parçası olmak gibi
Varlık, varlık nedenini taşımak isterken
Kendine özgü güzelliği ile yarına
Anlam karmaşalığından uzak
Bir sen yetiyorsun neden olmaya yarına
Göreceli olan güzelliğine
Mecnun gözüğle bakarken
Anlamaya çalışıyorsun kendi gerçekliğini
Önder Boynukara
Ayrılığın Gecesi
Gecenin karanlığı sarıyor bedenimi
Kimsesiz yalnızlığımda.
Keşmekeş düşüncelerin girdabına çekilirken
Gelir dayatır, yarin silüeti kendini
Ve bir çift gözün efsunuyla
Vurgun, çakır keyif yürekte
Ateş yakıcılığında yalın bir sevda
Hayalin ile demlenen hasret
Dışarıda sonbaharını yaşamaktadır iklim
Pervasız rüzgarlar hakimdir yedi tepeye,
Marmara hırçın ve azgın,
Dövmektedir kıyıları
Ağaçlar ürkek ve telaşlı
Savurur rüzgarlarda yapraklarını
Asıl fırtına yürekte kopmakta
Yeniktir İstanbul
Rüzgarlara emanet ettiğim sevgim
Buluşunca sevişmeye hazır karabulutlarla
Yağmur olup düşecek tenine…
Madem ki dönmemeye kararlısın
Gel, yarıp göğüs kafesimi
Sök çıkar kendini,
Azad et sendeki beni
Önder Boynukara
Sensizlik denklemi ve acemi çırpınışlar
Gece boğulurken sensizliğe
Kararıyor geceye ışık veren ne varsa
Düşünce denklemleri sıralanıyor peş peşe
Sensizlik çok bilinmeyenli denklem misali,
Ve hep sen varsın düşüncelerin zirvesinde
Acı veriyor ayrılığın,
Nafile çabalar
Susuyor gözbebeklerin
Böyle sessizce çekip gitmek olmaz
Paylaşılacak çokşey var daha
Herhangi bir zaman diliminde
Bir akşam üstü ay ışığı şahitliğinde elele yürümek,
doyasıya sevişmek
Bir sırrı paylaşmak,
Zaman, boyut, mekan kavramlarından uzak
Bir bütünün parçası olmak gibi
Varlık, varlık nedenini taşımak isterken
Kendine özgü güzelliği ile yarına
Anlam karmaşalığından uzak
Bir sen yetiyorsun neden olmaya yarına
Göreceli olan güzelliğine
Mecnun gözüğle bakarken
Anlamaya çalışıyorsun kendi gerçekliğini
Önder Boynukara
e bıra xer hatın...