Otogar’da, on numaralı peronda,
Gözleri Turkuaz mavisi,
Saçları başak sarısı,
Saatin 14 olmasını bekliyor bir bayan.
Yüreği acı yüklü,
Ne simitçinin bağırması,
Ne otobüs muavininin telaşı,
Sırtımda, taşınmaz yükü göklerin;
Herkes koşar, zıplar, ben yürüyemem!
İsterseniz hayat aşını verin;
Sayılı nimetler bal olsa yemem!
Ey akıl, nasıl delinmez küfen?
Devamını Oku
Herkes koşar, zıplar, ben yürüyemem!
İsterseniz hayat aşını verin;
Sayılı nimetler bal olsa yemem!
Ey akıl, nasıl delinmez küfen?