Sana gitme diyemem...
Gittiğin yollarda yok olur kelimeler.
Ayak seslerin geçer içimden.
Sırtımda ağır hançer yaraları;
Düştüğüm zindanlarda lal olur dilim.
Affet beni sevdiğim! ..
İlk harfimi çaldın aşk alfabemden,
Bülbüle elifi vurdurdun bugün.
Yangının ardında kalan külümden,
Aşığa Bağdat'ı sordurdun bugün.
Bilmez misin neyle yeşerir dallar! ..
(Bir şarkının ardı sıra...)
Ankara’da bu sabah
Sensiz içiyorum kurşun rengi çayımı.
Yüreğimden peşin sıra bir kuş uçtu güneye doğru
Kanatlarında sevdanın kar bulutları
Senin yattığın oda
Görmezken akşamüstü kış güneşini,
Çöl ateşi yakacak bil ki beni! ..
Başka bir şehirde,
Senin bilmediğin bir gece yarısı
Bölünürken sen yüklü rüyalarım;
Vuslatına asılı kaldı yüzümde gülüşlerim...
Yar, bitirmedin yüreğimde sürgününü! ..
Dönmeyi unutan ayakların,
Şimdi yeni ihtilallere gebe...
Bastığın çimenlerin üstünden
Kimbilir kaç hazan düştü takvimlere.
Anlamaya çalış
Yüreğimin gözlerinin ortasında
Neden zamansız battığını
Terlemesini avuçlarımın
Dudaklarımın kurumasını
Her gece uyurken
Gönlümde yaramsın, dilimde yaren.
Yürekten çıkmazmış gözlerden giren.
Yârin derdi zevktir meftun olana;
Cenneti bulurmuş cananla ölen...
Reva gördün bana sensiz ölümü
Kırdığın kalem başımda ağlıyor
Türkülere sardım onca yaramı
Hoyrat ele saldım gonca gülümü
Reva gördün bana sensiz ölümü
Öyle yabancı bakma bana! ..
Anlar bu gözler aşkı
Seni bir görmeyle.
Çünkü aşk deniz olalı,
Sen görünmeye başladı mavi.
Anlıyorum şimdi;
Sakındığın yerlerinde
Yaralar açılıyor
Kan çiçeği eşkalinde
Ve bir açılış merasimi
Kırmızı bir kurdele
Kurdeleyi kimin kestiğinin
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!