Yazsam seni şiir gibi zihnime, özledikçe okusam
Naatın için sultanım kalemler, kelamlar tüketsem
Sensizliğin kara kumaşına senli hayaller dokusam
Bütün ağırlığını vuslatın, omuzuma yük etsem...
Yine sen varsın gönül tahtımda tüm heybetinle
Ben yine bir köle hürmetiyle mûtiyim sana
Hükmün tüm benliğime tesir eder asaletinle
Sus dersen susarım, konuş dersen tûtiyim sana
Gelsin artık o muştu, o muhâcir, o nurlu bahar
Şimdi azad edilmiş bir kölenin sevinci var gözlerinde
Başka bir ahenk ve başka ihtiras sözlerinde
Sen bu hali bir bayram muştusu sayarken
Ben uyurum hayallerimde o kölenin dizlerinde...
Bu bayram yüreğime alevlenmiş kan düştü,
Hayat yandı harından beden yandı can düştü,
Uzattım ellerimi öpenler sineklerdi,
Halbuki her bayramda dudağını beklerdi.
Kimseye etmem şekva sahib-i cürm olarak,
Ömrüm bi-kes geçecek böyle suçlu kalarak.
Yusuf'lar yine kuyuda, eyüb'ler hasta,
Musa'lar dert yükü, Ebubekir'ler yasta
Firavunlar bir milyon ceset yiyor bir oturuşta...
Bir meclise girdim aydan aydınlık
Dediler ki bana hep edep edep
İnsan bu hasletle bulur saygınlık
Dediler ki bana hep edep edep
Dost bağına girdim güllerin derdim
Git çocuk! Korkutma beni; bakma öyle gözlerime,
Hem yaklaşma uzak dur benden.
Çocuk oyuncaği degil zira aşk
Çocukluğu da alıyor elden...
Bir nisan sabahı damsız evin donsuz bebeği geldi dünyaya
Sapsarı şakağından, masmavi gözlerinden terler dökerek
Korkulu bir annenin şefkati, öfkeli bir babanın şiddeti gûyâ
Bidâyeti olmayan bir ömürden heyûlalı nihâyetler sökerek
Bir nisan sabahı damsız evin donsuz bebeği geldi dünyaya
İstanbul'u getirin bana
Boğazına sarılıp ağlayacağım
Vay iki yakası bir araya gelesice
Özletti kendini
Bizde ayrılıkla olur kalbi kalbe bağlamak
Müthiş bir huzur verir için için ağlamak...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!