İstanbulca şiirler yazıyorum sana,
Ardılı acı mı olacak aşkımın?
İsmi umut koyulan,
Yürek yakan sancılar,
Kıvılcımlar yükseliyor saçından,
Tozlu raflar, koyu koyu dumanlar,
Ölümün emaresi bu geçip giden zaman...
Akar hızla karışınca insanın aklına,
Tasavvur edilen mutluluk, umutla beklenen yarın,
Boş sokaklar her zaman gebedir nazarımda,
Bir şiire, şarkıya ve kucak dolusu bir aşka,
Gezer dururum ki öylesine büyür bazen
Kış geldi! Kış geldi!
Delip geçmiş kör bir kurşun gibi,
Bembeyaz karı kardelen,
Öte yandan! Öte yandan!
Bir serçe derin bir uykuya dalmış,
Yorgan sanıp örtmüş karı üzerine...
Bir korkağım ben, bakmayacağım gözlerine.
Ürkek bir tavşanım ben, utanıyorum senden.
Solmuş bir papatyayım ben! Kokumdan medet umma.
Kitaplar arasına sıkıştırıp, sakın beni unutma!
Hilalim ben, karanlığın içinde! İki ucumda sivri!
Mutluluğun külfeti omuzlarıma yük,
Bir kale var, ta en uzakta,
Bağıran bir kadın içinde,
Aşk sadece kayıp getirir,
Nefreti aşk bilenlerin hesabında...
Kelebekler neden uçar?
Güneşin sıcak dokunuşları,
Denizin hırçın dalgaları,
Bulutların samimi dokunuşları,
Dans eden serçenin ötüşleri,
Dönen dünyanın sessiz sesi,
Yağan yağmurun toprağa sarılışı,
Uykularda kalır en güzel rüyalar,
Biz şeytanlar uykuyu sevelim diye.
Günah der biri, bir diğeri ayıp,
Yine de durmaz sevişir aşıklar.
Kimisi yanar, kimi pis kokar,
Dinmez yangınlar cayır cayır yanar.
Erkeğin söylemek isteyip başarısızlığa uğrayışı var,
Çiçeğin tepesinden dökülen suya hasret,
Bir gözyaşı sanıp sevemeyişi var,
Bebeğin söyleyesi gelip tüm gerçekleri,
Bilmeyişi, dilindeki eksiklik var,
Bugün yüreğimde birisi var,
Bugün bitti! Terk etti, bugün kavramını...
Bedenim bir gün daha yaşlanadurdu,
Düşüncelerim, bir gün daha arttı,
Geçmiş, bir gün daha uzaklaştı.
Gözlerin parlıyor genç adam!
Söksem yüreğini, eminim o da parlar.
Gözlerin parlıyor genç adam?
Hayırdır? Sen mi kurtaracaksın,
Sen mi başaracaksın söyle,
Sen mi değiştireceksin her şeyi?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!