Güneyin bir kentinden geliyorum
aşarak hasretini Toroslar’ın
gözlerimde iki damla yaş
bir beyaz karanfil
yüreğimden derdiğim nevruza say
Harran kavrukluğunda göğerttiğim
Yüreğim nar mevsimi
Değme yaram derindedir
Fidanım kıyımlarda
Bir biz mi kaldık boynu bükük
Elleri zincir
Nar çiçeği açar dağlar
Talan mevsimi
güdümlü fırtına
gelir her on yılda bir
patenti belli vurguncularla
tomurcuğa uyanmış filizlerime
atar tırpanını
Oğul/ ciğerparem/umudum
Al ellerimi, yarını yoğur
Ben Nuhlar yorgunuyum
Derin bir kuyuda
Bir zifir çıkmazda
Bir damla suyum…
Sorgular beni hüzün
çok boyutlu ezilmişlik adına
bir resim çizerim önce
şiirler düşerim yanına
sonra öyküler yazarım
dilleri bağlanmış sözcüklerle
Yitim
olanaksız dilim
diliminde zamanın
bir ayrıntı bile sayılmadım
yetimim
kar tanesi hüküm giymiş
- Mavi Gözlü Ozana
En şirin ırmaktır senin dillerin
Ben boynu bükük bir nevruz
yanı başında.
Ne yağmurlarda ağladın bana
Bir beyaz güldü özlemim
kollarım saramadan
goncalarım mayına düştü
çocukluğum, gençliğim, yarınım
kör kuyularda niye tutsak? ...
Aras'ın öte yakası
ağlar kan gülleri / vakit zemheri
cerenim / bala cerenim
desmalın bende yadigar
tank sesleri düşer ince tenine
yüreğimin tar'ı çekilir dara
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!