Bir gün uzaklardayken,
Aniden aklına düşersem,
Belki bir tren çığlığı,
Belki bir vapur sireniyle,
Senin şehrinde olabilirim.
Mazinin;
Son perdesi inerken,
Gözlerimde.
Hatıraların;
Son katresi donmuşkan,
Belleğimde.
Ne raconlar eskittim,
Hepsi de talimli,
İtirafımdır,
Bir gönül hırsızıydım,
Lâkin geçti zamanım.
Ulu dağlar şahidim,
Hamburger, pizza, kola da ne öyle,
Ismarlanmış bizim damak tadımız,
Kiren suyu, bazlama, gözlemeye,
Şimdi istakoz sulu çorbu moda!
Çok fena mı tutlduk midemizden,
Tarhana çorbası unutuldu mu ne?
Duygu insanıyım tabi ki,
İyiyi,sürekli iyiyi,
Güzelliği ve dostluğu,
Yüzlerce hoş olan duyguyu,
İnsana yakışan şeyleri...
Yansıtmak boynumun borcu....
Senin yüceliğinde, Hıdırlığın ucunda,
Gölgesi üstüme vuran sakız ağacı,
Seni seyrediyorum güzel Safranbolu,
Bir medeniyetin düğümlendiği şahika.
Büyüklü, küçüklü eski konaklar
Biraz hasretine bu yüzden sâirim,
Hep zor olanı seçtim hayatta,
Kolay olan sığ geldi, yavan geldi,
Gülsem dişlerim görünmez cânanım,
Ağlasam hep içime ağlarım,
Bu yüzden büyüyor her dem sevdam.
Ulviliğinde güzeli arayışın,
Gürce sinesi yananlarda kaldı.
Serabında pembemsi arzuların,
Sabırsız kurşuni düşlerde kaldı.
İnsana kölelik ar gelir,
Yürekte zincir zor gelir,
Pırangalara bağlı vicdan,
Onursuz yaşama çok gelir.
Baht, kimileri için altın saltanat,
Yeminler edeceğim yine,
Bir şafak alacasında dönmemeye gurbetten.
Eylül bahçelerinden haber gelir tasalı,
Sılada bağ bozumunda gün bozumu var.
Çetrefil yoldur gittiğim, kıvrılır saatlerim,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!