Yozgat'ın bir köyünde doğdum büyüdüm. hayal gücümü, hayata bakışımı köyde büyümeme borçluyum. öğretmenlik yaptım, idarecilik yaptım. araya yüksek lisansı sıkıştırdım. yazmaya senaryo ile başladım. Anneme adadığım "hayal" adında bir öykü kitabım var. çeşitli dergilerde ve edebiyat sitelerine şiirler ve öyküler gönderiyorum.
Uyumak istiyorum hep
Senden gelen acıyı
Sadece o zaman unutuyorum.
Uyanıyorum.
Sonra gene o acı
Boş verdim dünyanın telaşını.
Geç kaldım yaşamaya aşkımı.
Hep öteledim düşlerimi.
Dünyanın neresinde olursam olayım,
Ne yaşarsam yaşayayım
Anladım ki,
Onlar, normal seviyorlar.
Anladım ki,
Aşk ile seven benim.
Onlar, üzülmüş gibi yapıyorlar,
Anladım ki,
Sobadan çıkan alevin sesi
Tavana yansıyan sarı dalgalara karışınca
İçime bir çocukluk düşer.
Yatarım hemen sobanın arkasındaki mindere
Başımın altına karabaşın yünlerinden yapılmış bir yastık
Sobadan gelen ninni sesleri eşliğinde
Ben seninle çay içmek istiyorum.
Seni duymak,
Seni görmek,
Seni bilmek,
Seni yanımda hissetmek istiyorum.
Yazmaktan bıktım, usandım.
Gökyüzü gibiydi ölüm
Mavi
Meleğin kanatları bile maviydi
Emziği gibi.
Melek bile utandı,
Umutsuzca, umutlu kalmaya çalıştığım bir zamanda.
Rüzgarın fısıltısı ile geldin sen bana.
Yazıma renk, kışıma neşe oldun.
Sesini duymak bir huzur,
Başımı koyduğum bir omuz,
Hani o kadar güzel laflar eyledin.
Dilindeki balı ben gerçek sandım.
Sonra bir sabah gönlümü viran eyledin.
Ey zalim, sen beni mecnun mu sandın.
Saçlarını bana inat rüzgara saldın,
Ağzından çıkan sözler,
Kalbini yoklamaz mı hiç?
Fütursuzca sarf ettiğin o sevgi sözcükleri,
Gerçek olmayınca, birer bıçak gibi dağladı yüreğimi.
Ne kadar ucuzmuş, ağzında, o mahrem sözler.
Ortaya çırılçıplak bırakışmış bir kadın gibi.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!