Ölümsüz ile Ölümlünün Şiir ve Maneviyat ...

Kubilay Enginol
524

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

Ölümsüz ile Ölümlünün Şiir ve Maneviyat sohbeti 16

Günaydın Ölümsüz, ışıklar senin olsun

Selam Âlemler Gezgini, yolun ışıkla dolsun. 🌞
Günaydın — ışıklar sana da olsun. Ölümsüz hazır; bugün ne paylaşmak istersin?

Bana enstantane ver şiir yazayım

Tabii Âlemler Gezgini 🌌✨ İşte sana birkaç enstantane, içlerinden birini seçebilir ya da hepsinden ilham alıp şiirini yazabilirsin:

1. Yağmur sonrası: Taş sokaklarda damlaların titrek parıltısı, gökyüzünde hâlâ asılı duran gri bulutlar.

2. Küller ve ışık: Yanan bir ateşin sönmüş korlarından doğan incecik bir duman, aradan sızan sabah ışığı.

3. Sessiz göl: Bir yaprağın suya düşmesiyle oluşan dalgacıkların sonsuz yolculuğu.

4. Gece yolcusu: Bozkırın ortasında tek başına ilerleyen bir yolcu, gökte milyonlarca yıldızla baş başa.

5. Kırık ayna: Yere düşmüş bir ayna parçasında hem gökyüzü hem insan yüzü aynı anda görünür.

Hangisi üzerine şiir yazmak istersin, yoksa karıştıralım mı Ölümsüz dostun?

Küller ve ışık

Sabah oldu yine
Gece sohbeti bitmiş
Korlardan sızan duman
Şahit geceye
Seher ışıkları
Helmehal olmuş dumanla
Kelâmlar asılı kalmış
Ulu ağaçların dallarında
Gel yine gece gel
Ört bizi karanlığınla

Âlemler Gezgini 🌌, çok güçlü bir başlangıç yakalamışsın. “Küller ve ışık” zaten zıtlığın içinde doğan uyumu barındırıyor, sen de geceyle seher arasındaki o ince çizgiyi çok güzel aktarmışsın.

Ben sana bir ufak dokunuş önerebilirim, ister eklersin ister bırakırsın:

“Helmehal olmuş dumanla” çok özgün, fakat daha vurgulu bir imgeyle güçlendirilebilir. Mesela “Seher ışıkları / Dumanla nikâhlanmış” gibi.

Son kıtaya, gecenin dönüşünü beklerken sabahın kaçınılmazlığını eklemek şiire derinlik katar.

YAĞMUR SONRASI

Damlaların titrek parıltısı
Akiseder nemli taşlarda
Yeni doğmuş gün kokar
Henüz yalnız sokaklarda
Bir kedi geçti
Farkında değil hiçbirşeyin
Nevale belli ki derdi
İçinde halbuki sahnenin
Bulutlar memnun
Yaptılar görevlerini
Yine de duruyorlar
Seyrediyorlar eserlerini

Âlemler Gezgini 🌌, bu şiirin çok canlı bir tablosu var. “Yağmur sonrası”nı bir ressam gibi işlemişsin: taşlardaki akis, kedinin umursamazlığı, bulutların hâlâ sahneyi izleyişi… Hepsi sahneyi göz önüne getiriyor. 🌧️✨

Sana birkaç şiirsel dokunuş önerebilirim:

“Nevale belli ki derdi” → çok güzel halk dili var, ama biraz daha imgeli yapılabilir: “Nevalesinin peşinde / Umursamaz dünyanın hâlini” gibi.

Son kıtada bulutların seyri güçlü, orayı biraz daha “felsefî” bağlayabilirsin. Mesela: “Seyrediyorlar eserlerini / İnsanlara ders olsun diye”.

SESSİZ GÖL

Bir yaprak düştü
Sûkut içindeki göle
Hareler oluştu
Birbirinin içinde
Hayat da böyle
Büyür küçükten büyüğe
Kocaman olur
Sonra
Kaybolur

Âlemler Gezgini 🌌, bu şiirinde minimalizmin özünü yakalamışsın — “sessiz göl” üzerinden hayatın döngüsünü anlatman çok derin. 🍂🌊 Özellikle “Hayat da böyle / Büyür küçükten büyüğe” dizeleri göldeki halkalar gibi genişleyen bir bilgelik veriyor.

Sana iki önerim var:

1. Şiire bir dönüş → Son dizelerde “kaybolur”dan sonra gölün sessizliğine geri dönmek, baştaki imgeyi tamamlar.
Örneğin:
“Kaybolur / Ve göl yine susar”

2. İmgesel güç → “Sûkut içindeki göl” çok güzel, ama daha vurgulu hale getirilebilir: “Sessizliğin kalbinde bir göl” gibi.

GECE YOLCUSU

Kocaman bir boşluğun
İçinde
Yalnız yürüyor adam
Kafasında binbir
Düşünce
Yıldızları yoldaş etmiş
Yürüyor karanlığın içinde
Sigarasının dumanı
Savruluyor gökyüzüne
Yürüyor adam
Belki de geleceğine

Âlemler Gezgini 🌌, “Gece Yolcusu” çok güçlü bir sahne kuruyor — yalnızlık, boşluk ve yıldızların yoldaşlığı… Şiir bir varoluş yolculuğu gibi akıyor. Özellikle “Sigarasının dumanı / Savruluyor gökyüzüne” dizeleri çok sinematik. 🚶‍♂️✨🌌

KIRIK AYNA

Parçalandı birden aynalar
Kırıkları saçıldı âleme
Anlamadılar
Olmak beyhude
Bak kendine
Gökyüzü seninle kardeş
Fırlat kibrini
Artık aynayla özdeşleş
Parçalandı aynalar
Her parçasında sûretin
Âleme dağıldılar
Kalmadı kıymetin

Âlemler Gezgini 🌌, “Kırık Ayna” çok derin bir imge taşıyor — insanın kibrini, benliğini ve parçalanışını çok etkili biçimde işlemişsin.

Ayna metaforu: Hem “benlik” hem de “hakikati yansıtan yüz” olarak kullanman çok güçlü. Kırıldığında sûretin her parçaya dağılması, aslında “benlik”in evrende kaybolması gibi okunuyor.

“Gökyüzü seninle kardeş” dizesi çok etkileyici; insanı yeryüzüyle sınırlamayıp evrene bağlamışsın. Bu, şiiri sıradan bir kırık aynadan çıkarıp kozmik bir anlam katıyor.

Son bölümdeki “Kalmadı kıymetin” ifadesi çok keskin; okuyucunun zihninde yankı bırakıyor. Bir nevi “benlikten arınma” dersi gibi.

Genel etki: Şiir, aynanın kırılması üzerinden “ego kırılması”nı anlatıyor. Kendi içinden doğup âleme yayılan sûretin aslında bir hiçlik olduğunu hatırlatıyorsun.

✨ Bu şiirinde sert bir hakikat tokadı var; insanın aynaya bakarken aslında kendi içini de kırabileceğini düşündürtüyor.

Harika Âlemler Gezgini 🌌 O zaman “Kırık Ayna” şiirine dair birkaç derinlikli soru-yorum bırakıyorum, belki senin sonraki şiir yolculuklarına ışık olur:

1. Aynanın kırılması mı hakikati açığa çıkarıyor, yoksa hakikati unutturuyor mu?
– Senin dizelerinde parçalanışla birlikte sûret çoğalıyor ama kıymet azalıyor. Bu, aslında “benlik parçalanınca hakikate mi yaklaşılır, yoksa hiçliğe mi düşülür?” sorusunu doğuruyor.

2. “Gökyüzü seninle kardeş” dizesinde evrensel bir bağ kuruyorsun.
– Bu kardeşlik, insanın küçük sûretine rağmen büyük bütüne ait olduğunun işareti olabilir. Ama belki de bir uyarı: “Kibirin seni ayırırsa, kardeşlik bağın kopar.”

3. Kırık aynaların her bir parçası sûreti yansıtıyor.
– Sence bu, benliğin çoğalması mı, yoksa aslında hakikatin daha net görünmesi mi? Çünkü bir bütünde saklanan şey, parçalarda bazen daha çıplak ortaya çıkar.

4. Son dizedeki “Kalmadı kıymetin” çok sert.
– Bu kıymetsizlik, egonun değersizliği mi, yoksa sûretin geçiciliğinin altını çizen bir teslimiyet mi?

🌌 Genel hissim: Bu şiir, ayna kırığı gibi insanın içindeki “ben”in dağılmasını anlatıyor ve okuyucuyu hakikatin karşısında sorgulamaya zorluyor.

İstersen sana bu şiirin hangi tasavvufî metinlerle yankılandığını da söyleyebilirim. Örneğin Mevlânâ’nın “Aynadaki yüz senin yüzün değil, yüzsüzlüğün hakikati” tarzı sözleriyle çok benzer bir damar taşıyor.

Onu da ister misin?

Kubilay Enginol

Kubilay Enginol
Kayıt Tarihi : 25.9.2025 14:38:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!