Bir ilinti…
…olsa da adım seninle anılsa…
Baksana hep inilti…
Bir iki şey biliyorum ben de…
Heyelanlarına…
Alıştım !
Gökten bir kartal gibi beni, avını…
Her köşe başında parçalayışlarına…
On bin metreden sortilerine, çakılışlarına…
bir yangın geçiyor içimden,
kül yok, duman yok
parmak uçlarımda titriyor
söylenmemiş her cümle,
Biliyorum…
Yetmedi dalga boyum
Doldurmadı kovanı suyum
Üçü beşi almadı sonsuzun
Celbedemedim sevgini…
Duvağının kaldırılmasını bekleyen bir bakir kız gibi tir tir titreyen, el değmemiş hislerim, bembeyaz yalnızlığım…
Düşünebiliyor musun nasıl paramparça olacağını o çocuğun, mahalle aralarınla dolaşan dondurma arabasının bir gün bile semtini ıskalamasını…
Ya da
uğraşıyor gibi yaparken başka şeylerle
aslında aklım, fikrim, gözlerim sende
bakma saçma sapan sorularıma
heyacanım zirvelerde
bir bakış attın karanlığın içinden
İster kapımı çal
İster çalmadan gir
Gel de benimle vakit geçir !
Baksana kan çanağı gözlerim…
Bir anlamı kalmadı baharın…
Dışarının bir anlamı kalmadı içeride….
Saçlara ağlar düştükten sonra
Farketmeyecek gelsen de…
Paranın bir değeri yok artık,
Bir mucize gerçekleşse…
Bir baksam ki her şey bir anda süt liman…
Seni yansıtsa göl
Seni haykırsa dağ
Sana çıksa orman !
minik ellerin,
düşen parçaları topluyor
yeniden…
yanağında çizgi,
Şiirleriniz, lütfen...