Yolu izi olmayan bir köyden
Kilometrelerce
Her sabah şehrine yürümek zaruretine
Mecbur bıraktın beni
Öfke var gözlerinde…
Senin en mümeyyiz vasfın
İnsanların ne dediklerini unutmayışın
Ateş var gözlerinde…
Kırılıyor yalnızlığım
ve
Senli bir sabah tadındaki
Hislerimin beli bükük
Yokluğunun illeti
Sardı vücudunu hayallerimin
Sevgili,
Beni doğurduğun günden beri
Gözlerini emiyorum
Şimdi
Yokluğun, güz sancısı...
Evvel ahir kışıma
Bir kapı açılsa da
Bir ikindi üzeri, bir ılık rüzgar esse !
Velev ki bir anlık olsa…
Yolun yarısında
Bak böyle canhıraş
Zar zor
Yara bere
Bir şekilde
Bir şeyler yapmak için uğraşırken
Cenaze evini aratmıyor yokluğun
Bir bocalamada yıldızlar
Elinden geleni ardına koymayan gece
Yüreğimi kıstırırken ara sokaklarına
Gülüşün düşüyor düşüme
Derken
Sana her yıkık geldiğimde diyorsun ki
“ Bu adam, yıkık ! “
Sana her bitik geldiğimde diyorsun ki
“ Bu adam, bitik ! “
En son söylenecek şeyi en başta söyleyeyim
Nefretim de şehvetim gibi en doruklarda
Sonradan kızma bana demedi deme
Kahrım da inadım da tıpkı aşkım gibi uç noktalarda
Bir Arap atı gibi
Ilgın ve nazlı nazlı yağarken yağmur
Ya şaklatma kırbacını yüreğime
Ya da beni vur !




-
Mustafa Bay
Tüm YorumlarŞiirleriniz, lütfen...