Dur ve dinle! ! !
Kanadı kırık bir kuşun özgürlüğünü,
Ve sevgini urgan yapıp boynuna geçirmiş bir adamın son isteğini.
Sus ve kulak ver sadece;
İçindeki ölüler mezarlığına.
Sonra bir adım at, bir adım daha…
İçindeki karanlığa.
Biliyorum göreceksin,
Duyacaksın,
Yaşayacaksın,
İçindeki ölü sevdalarla.
Olur olmaz bir ses duyacaksın; acıklı.
Yüreğin burkulacak,
Elin ayağına dolaşacak.
Ve hoş geldin diyecek bir adam sana;
İçindeki ölüler mezarlığına.
Biliyorum.
Biliyorum sesimden tanıyacaksın beni,
Belki de gözlerim gelecek aklına;
Her katilin kurbanını hatırladığı gibi.
Gözlerin gözlerime değecek,
Bir şeyler söylemek isteyeceksin,
Her defasında boğazın düğümlenecek...
Ve sesiz sessiz feryadımı dinleyeceksin;
İçindeki ölüler mezarlığında.
Hatırlayacaksın, dün gibi
Sanki hiç unutmamış gibi
Beni içinin karanlıklarına diri diri gömdüğünü.
Gözlerinden yaş akacak,
Hıçkıra hıçkıra ağlayacak,
Çığlıklar atacaksın.
Ve hiç kimse duymayacak seni;
İçindeki ölüler mezarlığında.
Kaçmak isteyeceksin,
Yok olmak;
Kurtulmak.
Ve anlayacaksın,
Nereye gidersen git beni de götürdüğünü;
İçindeki ölüler mezarlığıyla.
Bir gün seveceksin,
İçin kanayacak,
Kalbin kırılacak,
Sonra tanrının sana cenneti bahşettiğini düşüneceksin,
Başın dönecek;
Her saniye, her dakika sevdiğini dillendireceksin.
Seni seviyorum diyeceksin,
Karşındaki seni anlamayacak.
Ve bir gün öleceksin;
Sevdiğinin içindeki ölüler mezarlığında.
İşte o gün beni anlayacaksın;
Sevgi neymiş,
Sevmek neymiş,
Diri diri ölmek neymiş.
Sevdiğinin içindeki ölüler mezarlığında.
Biliyorum.
Bir gün anlayacaksın beni;
Bir başkasının içindeki ölüler mezarlığında.
Kayıt Tarihi : 19.8.2014 02:56:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!