Sözün tesirlisi arı dilinde,
Çalıyor, söylüyor dolu ozanın;
İblisin namesi sazın telinde.
Kendi kalesine golü ozanın.
"Şerefsiz" markayla elbise dikmiş;
Beğenenler giysin, pazara çıkmış.
Karşıya geçerek köprüyü yakmış;
Beriye gelmiyor yolu ozanın.
Nedendir bilinmez, birden çark etti;
Gidip fitne cephesinde park etti.
Ülküdaşlık duygusunu terk etti;
Sevgiyle sarmıyor kolu ozanın;
Şairlik bu mudur, bakışın dar mı;
Törede beylere hakaret var mı;
Tilkilerle dostluk sana uyar mı?
Belli değil sağı solu ozanın.
Bir kere yanında olmadı Hakk'ın;
Dostlara uzaktır, düşmana yakın.
Koşarken verdiği yankıya bakın;
Gümüşten görünür nalı ozanın.
Bakın şu tarife "Falan şerefsiz;
Falanın yanında filan şerefsiz."
Şeref deryasına dalan şerefsiz;
Nereden geliyor yalı ozanın?
Anladık şairsin, böyyük bir usta,
İçinde ne varsa hepsini kus da.
Bir tek doğru yok mu, hem bu hususta;
Belli kemiksizdir dili ozanın.
Yad ellerde daim gönül eylesin;
Arsızın suçu yok, bize söylesin.
Gönülden uzanır, ama neylesin;
Elleri tutmuyor dalı ozanın;
Mazlumoğlu bilir kendi yolunu,
Gök Tanrı affetsin gafil kulunu.
Çakallar götürsün senin salını;
Artık gönüllerde ölü ozanın.
Kayıt Tarihi : 17.9.2025 11:28:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!