Sen yokken,
kaybolmuş bir ruh gibi,
küskün gölgelerin arasında,
bilemediğim bir sızıyla savruluyorum.
Karanlık, en koyu gölgem;
ışık ise kör edici bir yansıma.
Oysa en çok
aydınlıkta kaybolurmuş insan,
öğrendim
ve bazen yokluk,
en güçlü varlığın habercisiymiş,
bildim.
Kalbim;
hem hapishane,
hem mahkûm,
hem cellat,
hem de içimde kurulmuş bir darağacı...
Beklemek;
vazgeçmekle sevmek arasında bir yerde,
nefretle umudun ortasında kalmak kadar acı.
Tamamlanmış bir yapbozda,
eksik parça gibiyim.
Yalnızlığım,
en kalabalık çelişkiler çıkmazı şimdi.
ben artık bütün tezatların şairiyim...
Seni yitirmek,
bir şiirin yarım kalması değil yalnızca,
bütün dillerin sessizleşmesi,
bir lanet;
anlamın arandığı bir yokluk yüzleşmesi.
Kelimeler anlamsızlaştı,
dilimi kaybettim,
sessizliğin içinde büyüyen
bir çocuk gibi suskun yaşıyorum.
Gözlerim seni ararken kör,
ellerim seni tutmaya çalışırken güçsüz.
Hem varlığın,
hem yokluğun ağırlığını
ruhumda taşıyorum.
Sen unutamamak,
en derin sessizliğim,
en kırılgan yanım,
yaralı bir hikâyenin
en dramatik tümcesi...
ve aşk için yazdığım
her şiirin
son cümlesi.
Kayıt Tarihi : 21.4.2025 01:39:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!