Yine bir günü esintinin uçurduğu yaprak misali geçirmeye ramak kalmıştı.
Yavaş yavaş esrarıyla kaybolan güneş, günün biten acısıyla terk ederek gidiyordu, tıpkı bir sevgili gibi arkasına bile bakmadan.
Öylece bakmak ne kadar büyük bir sızıydı, günlerce beklenen rahmetin tecellisi gibi. Aydınlığın muştusu her gün bir adım yaklaşırken, ebediyet ölçüsünde şekillenen gönüllerin kokusu her bir taraftan gelmeye yüz tutmuşlardı.
Her birimizi küresellik adına seküler bir kimliğin müntesibi olmaya zorlayan despotik asrın cahilleri, mukallitliğin her versiyonunu piyasaya sunuyorlardı.
Ne hüzünler kurtarır seni
ne çeyiz sandığının ceviz gölgesi
ve ne de acının ses duvarındaki
yorgun ve bıkkın bekleyişler
Acılar karartmışsa bile günlerin duvağını
Devamını Oku
ne çeyiz sandığının ceviz gölgesi
ve ne de acının ses duvarındaki
yorgun ve bıkkın bekleyişler
Acılar karartmışsa bile günlerin duvağını
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta