Gözler görse de heran, hep doğruyu söylemez,
Gerçeği istiyorsan, gönülle bakacaksın.
Bazen duygular söyler, dudak gerçeği demez,
Gerçeğin ateşini yürekte yakacaksın.
Mantık bunları süzer, gerekirse denetler,
Hayat teferruattır; çok şeylere bölünür.
Ayrı yere bağlanır sırasında demetler;
En büyük gaye vatan; onun için ölünür.
Amaçlar, menfaatlar yerine oturmalı,
Yücedeki emeller karşılıksız olurlar.
Menfaatin zaafı akılla durulmalı,
Yüreği kararanlar birgün yolda kalırlar.
Şaşkın ördeğe dönme; yolunu, gayeni bil,
Bunlar iman işidir; gerçeğe o götürür.
İmanla kalp nurlanır, başka tarzı tümden sil,
İşin gerçeği "Oku!..", sana bilgi getirir...
Fatih-İST.
28.07.2018
Kayıt Tarihi : 29.7.2018 12:38:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Hayırlı çalışmalar.
Biz elhamdülillah Türk'üz ve Müsliman'ız. Ve burada, yani vatanında ölenler şehit olur ve "Onlara ölü demeyiniz, onlar diridirler, ancak siz bilmezsiniz..." emri ile Mekke ve Medine'yi
siz ayrı bir vatan mı sanıyorsunuz ki bize o anlamsız; peygamber ve bir kısım O'na tâbi müslümanların O'nunla Medine'de kalmasını sanki başka ülkede kalmışlar gibi bir hataya düşüyorsunuz? Oysa her Müslüman toprağında vatanı için savaşır ve ölürse şehittir. Ancak elbetteki cihat için, vatanından ayrı bir yerde Allah için çarpışırken ölenler de şehittir. Yâni ceddimiz Osmanlı gibi. Ayrıca elbette biliriz ki; bir müslümanla Kâbe'de dahi kavga edip, öldürülen kişi eğer Müslüman değilse, dediğiniz gibi "Niyazı" olur. Zira O'nun niyazı Kâbe'de dahi müslüman olmak değildi. Ancak kâfir'in öldürdüğü kişi Rusya'dan gelen bir müslüman ise, ve de müslümanlık adına yaptığı kavgada nerede öldürülürse O dahi şehittir.
TÜM YORUMLAR (2)