ökçelerim eskidi, su alıyor pabucum
şimdi nasıl çıkarım bu şiirden, baba!
kimseler kalmamış tanıyan onu bu sokakta... dedim, dal kurusu bir adamdı, sıska... hani, yakın gözlüğünü takardı ince işler için! tutardı tahta çivileri dişlerinin arasında... dizlerinde örs, elinde çekiç! kalıplar, köseleler, kırık topuklar... biraz su, yumuşardı çiriş... hani, güneşli günlerde tezgâhını kaldırıma... hoş geldiniz! kaç para! bu da yeter! kanaat ve tefekkür... hoşgörü ve nükte... sevgi ve paylaşım... ey tamah tüccarları! yeniyetmeler! ey karınca yiyenler! bütün iyilikler gitmiş! kimseler kalmamış tanıyan onu bu sokakta...
oğul oğul! bir kenevir ipi bul
sıva balmumuyla uçtan uca
yol kenarındaki
yağmur mazgallarını
kumbara sanıp
harçlığımı atardım
bu yüzden en çok
denizden alacaklıyım.
Devamını Oku
yağmur mazgallarını
kumbara sanıp
harçlığımı atardım
bu yüzden en çok
denizden alacaklıyım.



