Rüzgâra vermişim ne varsa senden
Bir de yelkenimi şişirmiş haince
Ve muzırca
En üstte gözlerin
Gökte
1.
Seninle
Nedense hep, hayal kurduğumuzda
Yüzdürdüğümüz gemiler güneşe doğru seyreder
Güneş yerinde durmazsa eğer
Terbiyeni takın dediklerinde ilk defa
Çocuktum
Kelimelerin sadece sesleri ile ilgilenirdim
Takınmak ve takmak kelimesi ile terbiyeyi bir araya getiremeden büyüdüm
Çünkü dedim sonradan
... Terbiye, mürebbiye, ve bilumum toplumsal külliyedir istedikleri
Hangi yerde örter ışığı
Yaşamın gizemi
İki farklı yükün birbirini çektiği alemi görmez mi gözler
Aynı yüklerin sıkıştığı çekirdeği
Mesajın özüne inmez mi yüreğin atışı
“Bilgelik bir başkasına anlatılamaz; bir bilgenin başkalarına anlatmaya çalıştığı bilgelik aptalca bir şey gibi gelir kulağa.
Bilgi bir başkasına aktarılabilir, bilgelikse hayır. Bilgelik keşfedilebilir, bilgelik yaşanabilir, bilgelik el üstünde taşıyabilir insanı, bilgelikle mucizeler yaratılabilir, bilgelik anlatılamaz ve öğretilemez…….
………………………………….
Hiçbir gerçek yoktur ki, karşıtı gerçek olmasın! Yani şöyle: bir gerçek ancak tek taraflıysa, dile getirilip sözcüklere dökülebilir. Düşüncelerle düşünülüp söylenebilen ne varsa hepsi tek taraflı, hepsi yarım, hepsi bütünlükten, mükemmellikten ve birlikten yoksun. Dünya çile ve esenlik olmak üzere iki parçalıdır. Başka türlüsü olanaksızdır, öğretmek isteyen birinin izleyeceği başka yol yoktur. Ancak dünyanın kendisi, gerek çevremizdeki, gerek içimizdeki varlık asla tek taraflı değildir. Asla bir insan ya da bir eylem tümüyle kötülük, ya da tümüyle iyilik değildir, asla bir insan tümüyle kutsal, tümüyle günahkar olamaz. Böyle gibi görünmesi yanılmamızdan zamana gerçek bir nesne gibi bakmamızdandır.zaman gerçek değildir. Zaman da gerçek değilse, dünya ile sonsuzluk, acı ile mutluluk, kötü ile iyi arasında var gibi görünen çizgi bir yanılgıdan başka bir şey değildir
1/
Bir toz zerresi kadarsa cismimizin büyüklüğü evrende
Neyi önemlidir insanın sende
2/
ölümün kol gezdiği yerde
azrail'le dostluk
sonucu değiştirmez
biz dünyayı böyle bulduk
Ayakkabı boyatan kalmadı
Lostra salonlarında bekleyiş var
Buna rağmen şehir pis, pırı pırıl ayakkabılar
Sana bir demet çiçek getirsem ne olacak
Çöplük kokuyor sokaklar
Yine bir aşkı göz kırpmadan vurmuşlar
Saklı bir kentte oturuyorsun
Hangi yoldan gidersem gideyim
Sana çıkarmıyor
Yol dediğin ne ki bitmiyor
Lakin yürümeden bir yere varılmıyor
Hareket bu küre üzerinde
Devrilmiş bir gecenin ardından
Bakakalırım hayatıma
Güneşin tutsağı
Sinsice işler damarlarıma sıcağı
Kımıldayamam
SAYIN BÖLÜKBAŞI, SAYFANIZDA YAZIYI GÖREMDİĞİM İÇİN BURAYA EKLİYORUM.
'BU HİTAP ŞEKLİ BİR DEVLET ADAMINA ASLA YAKIŞMIYOR. KARŞISINDAKİ VATANDAŞ KİM OLURSA OLSUN, BÖYLE BİR HİTAP ŞEKLİ NE TÜRKÇEDE NE DE PRATİKTE SÖZ KONUSU. HALKIN İÇİNDE OLAN HALKÇI BİR SİYASETÇİ BÖYLE ARGO KONUŞMALARI, KABADAYIL ...
şiirlertiniz iyi. ben beğeniyorum. daha iyisini görmek ümidi ve muhabbetlerimle
Kendisini beğeni ile takipteyim.. Ancak çok sık aralıklarla şiir yazması beni üzüyor...Bir şiir okuru olarak kendisine ilhamın bol olsun diyorum...