O Ses Nedir
Sedat Yaşar
Hangi dil bu, hangi sızıdan doğmuş kelimeler?
Çocukluğumun sesine benziyor
Hangi annenin ninnisi
Kızıl şafağın yanık meşalesini taşır yüreğinde
Özlemini çekiyor içine dağların
Yürek tutuşur, dumanı düşer gözbebeklerine
Pembemsi patikleri koklar, sever hasretle
Kara yazmalı saçları
Kan kırmızı bulutların suyunda içer
İçi bir mağara gibi derin, sessizliği yankılanır
Leylak kokusu var baharda, bitmez güzelliği
Hep bahar gelsin ister yaşlı elleri
Bir ses var içinde yankılanan
Bu onun sesi
Fırat, Dicle gibi açmış kollarını
Ağıt yakar dili
O ses nedir?
Bu onun sesi
Daye, Daye… yankılanır
Papatyalar yaprak saçar, sessizliğe bürünür rüzgârda
Kardelen boyun büker, lale desen daha doğmamış
Çiçekler bile susar, onun adını duyunca
Umutsuz gecelerin feryatları biter
Kader ağlar, keder susar, kan donar
Alev renginden utanır, yerini gökkuşağına bırakır
Ateşin dumanına semah döner kırlangıçlar
Bu ses onun sesi
Yüreğinden kopan özlemin sesi
Kırılmış zincirlerin iç çekişi gibi bir ses…
Ve o ses, yalnız bir annenin değil artık —
Dağın taşın, dilin, halkın çığlığıdır.
Daye diye yankılanan
Tarih gibi eski, özgürlük kadar yeni bir kelimedir.
Yitik bir dilin yastığıdır bu ses,
Gözleri sürgün olmuş bir çocuğun rüyasıdır.
Dağ başında yanık bir stran gibi
Her çiçek bu sesi duyar da açmaktan utanır.
Ve şimdi…
Gökyüzü eğilir bu sese,
Geceler susar,
Yalnız adını anar: Daye.
Kayıt Tarihi : 5.6.2025 15:04:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!