Seni bana sordu da, hasret yüklü bulutlar
Bir başımı kaldırıp, o gitti diyemedim.
Şu kaldırım taşları, her sabah yine sorar
Direklere, tellere, o gitti diyemedim.
Ihlamur ağaçları, saksılarda duruyor,
Zeytin dalında kuşlar, suskun-seni soruyor
Güller boynun bükmüş de, ellerini arıyor
Bıraktığın güllere, o gitti diyemedim.
Postacılar mektubun, getirir bölük-pörçük
Çiçekler seni arar, bahçede büyük-küçük
Nisan’la birlikte hep, bir telâş börtü-böcük
Meyve yüklü dallara, o gitti diyemedim.
Yağmur çaldı kapımı, bir türlü açamadım
Güneş girdi içime, yoruldum adım adım
Zaman ne tez geçiyor, kalmadı sensiz tadım
Seni soran yollara, o gitti diyemedim.
Gözümde yaş duruyor, yanaklarda yıllanmış
Şimdi yeni anladım, dünya hepten yalanmış
Dağların ardındaki, sıcak umutlar yanmış
Duvaktaki tüllere, o gitti diyemedim.
Diyemedim be gülüm, kahroldum geceleri
Hep sayıklar durur can, saymadım heceleri
Keremleri, Mecnunları, kayboldu niceleri
Sönüp giden küllere, o gitti diyemedim.
Seni bana sordu da, bahardaki çiçekler
Bir başımı kaldırıp, o gitti diyemedim.
Itırların kokusu, yollarda seni bekler
Derman bulup da, varıp, o gitti diyemedim.
Kayıt Tarihi : 18.10.2005 23:39:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!