O Eski Zamanlar şiir
Eskiden,
Aşk, bir bakıştı sadece.
Bir göz göze gelmeydi uzaktan,
Kalp çarpıntısıydı sokak aralarında.
Bir çocuk mektup taşırdı elinde,
“Al, ablana götür” denirdi,
Veya “abine”
İçinde sevdanın en saf hali gizli.
꧁ঔৣ 00LEYLAA___ঔৣ꧂
Mektuplar defalarca okunurdu,
Ezberlenirdi,
Her kelimesi kalbe kazınırdı.
Çünkü internet yoktu, ama kalpten kalbe bir hat vardı.
Pazar günleri delikanlılar,
Üstüne en güzel gömleğini geçirip,
Afil afil yürürdü kızların sokağından.
Biraz parfüm, biraz cesaret…
꧁ঔৣ 00LEYLAA___ঔৣ꧂
Kızlar kapının önünde dantel işlerdi,
Oya dizerdi,
Kah gülüşürlerdi,
Kah kendi sevdasını anlatırlardı kısık sesle…
Komşu teyzeler,
Kapı önlerinde çayla, kahkahayla,
“Kim ne pişirmiş” kokusunu alırdı havadan,
Sevgi gibi yayılırdı yemek kokusu mahallenin her yanına.
꧁ঔৣ 00LEYLAA___ঔৣ꧂
O zamanlar…
Komşuluk, dostluk, sevda…
Hepsi iç içeydi.
Ve gizli saklı yaşansa da,
Bir başka güzeldi o kalbin titrediği zamanlar.
Annemizden gizli severdik,
Saklardık içimizde yanan ateşi,
Bir gülüşüne ömrümüzü verirdik,
Ama ne annemiz bilsin isterdik, ne babamız duysun.
꧁ঔৣ 00LEYLAA___ঔৣ꧂
Korkardık…
Bir bakış bile yakalanırsa,
Yüreğimiz elimizde kalırdı.
Ama o korkuda bile tatlı bir heyecan vardı.
Kızlar saçlarını tararken pencerede,
Delikanlılar sokak lambasının altında beklerdi,
Ne bir mesaj, ne bir fotoğraf…
Sadece kalpten kalbe bir bekleyiş vardı.
꧁ঔৣ 00LEYLAA___ঔৣ꧂
Bir mendil düşerdi bazen avludan,
O mendil olurdu en kıymetli hatıra,
Oya oya işlenmiş umutlar sarardı onu,
Sevdanın rengi geçerdi ipliğinden dokusuna.
Mahalle kalabalıktı ama yalnız değildik,
Kapı çalmak için randevu gerekmezdi.
Bir tabak aşla girilirdi birbirinin evine,
Gönülden bir muhabbetle çıkılırdı.
꧁ঔৣ 00LEYLAA___ঔৣ꧂
Her evde bir radyo çalardı,
Türküler dökülürdü sokaklara,
Bir Sezen, bir Müslüm, bir Zeki Müren sesiyle,
Aşklar büyürdü o nağmelerle.
Çamaşırlar iple çekilirken yukarıya,
Sevda da öyleydi işte,
İnceden, sabırla, yavaş yavaş,
Ve en güzeli, tertemizdi…
꧁ঔৣ 00LEYLAA___ঔৣ꧂
Akşam olunca her evden
Bir soba tütmeye başlardı.
Sobaların üstünde kestane patlar,
Mısır kavrulurdu…
O kokuyla çocukluğumuz büyürdü.
Cam buğulanırdı içeriden,
Parmağımızla kalp çizerdik cama,
İçine baş harfler yazardık
Kimse bilmesin isterdik ama,
Tüm mahalle anlardı bir bakıştan, bir susuştan…
꧁ঔৣ 00LEYLAA___ঔৣ꧂
Kar yağardı bazen,
O karın altında beklerdi delikanlı.
Üşürdü ama gitmezdi,
Bir perde aralansın yeterdi ona,
Bir gülüş, bir selam, bütün dünyası olurdu.
Mahalle bakkalı bile bilirdi bizim sevdamızı,
Ama söylemezdi, sırdaş olurdu.
Bir gazoz, bir çikolata bahaneydi aslında,
O yoldan geçmekti tek niyetimiz,
Belki görürüz diye sevdiğimizi…
꧁ঔৣ 00LEYLAA___ঔৣ꧂
Bayramlıklar alınırdı haftalar öncesinden,
Aynanın karşısında defalarca denenirdi.
Ama asıl bayram,
O gün sevdiğini görmekti.
Gülümseyen bir yüz, yeterdi kurban olsun diye o kalbe.
Kimi zaman bir türkü olurdu içimizdeki yangın,
Kimi zaman bir mektup satırlarında saklanırdık.
Ama ne olursa olsun,
O sevda gerçekti…
O dostluk içtendi…
O zamanlar bir başka güzeldi.
Kayıt Tarihi : 17.10.2025 04:01:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!