İlk fısıltı yayılmadan Uyan! Sonra deme ne oldu?
Yüzler soldu, binler göçtü, sesler derince kısıldı.
Zulüm sağanak olup yağdığında, kim dur der ki bu sele?
Emeğin değerini, fikrin gücünü o an anlarsın, her ne ise.
Katliamlar perde oldu, gönülden görünmez kılındı.
Acılar bir sel misali boğunca, feryat yaz yağmuru oldu.
Bir an duyuldu ilk can, yüz fidan devrildi, bin can sızladı,
Gökyüzü çığlıklarla yırtıldı, sonra derince bir sessizlik koptu.
Zulüm yağmur misali indiğinde, dur diyen yok ki bu akıma.
Düşünce eyleme, emek değere döner o vakit kıyamında.
Cesetler yığıldıkça, görünmez olur acı, ne ki bu cana.
Dayanılmaz olunca dert, çığlıklar da sessizleşir, bir derin yara.
İlk haber düştüğünde, bin çığlık yükseldi göğe, bir anlık haykırış.
Yüz can gitmişti, daha binler can verecek, ne hazin bir savruluş.
Sonra bir sessizlik çöktü, ağır ve derin, bir boğucu varoluş.
Her yer esir alındığında kör zinciri incitir, sonra deme! kim dur der ki?
Fikrin ürüne, emeğin değere dönüştüğünü öğrenirsin, her bir kuruşu
Boyun eğmek zorunda kalınca, hiç var olmamış gibi, bir hiçlik rüyası.
Acılar dayanılmaz olunca, çığlıklar da duyulmaz olur, bir umutsuzluk yakası.
Yaz yağmuru gibi akar, kimse bilmez o gözyaşının manası...
"Bilimdir, emektir, birliktir özgürlük; yoksa olursun zulümlük, boyun eğersin yedi düvele, sonra tarihinle boşuna olur övünme"
Kayıt Tarihi : 28.9.2025 11:23:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!