Bir seher vaktinde açtım yelkeni,
Sular coşar, ben de hayli coşarım.
Seveceksen, ta içerden sev beni,
Yoksa, yadellere doğru koşarım.
Ayruk, ayrana düştü,
Yandı, hicrana düştü,
Sandıki, bayram ola!
Eyvah! Buhrana düştü.
Nice temsil getirirdi bir bilseniz,
Duyan yere girerdi utanç duyardı.
Mezardan bir daha sesini duysam,
Mezar silkelenir, toprak kayardı.
Eğrisiyle, doğrusuyla babamdı.
Dağlar dağlar deyip çıldıran varken,
Banane dağlardan demek varımış.
Ekmeği bulupta, katık ararken,
Vakit geçirmeden yemek varımış.
Gülistanda gördüm, gül yüzlü yari,
Güle benzemeyen güllerden bezdim.
Ey yarenler! nolur! karışman bari,
Esaret altında gözlerden bezdim.
Al gönül derdini Rahman’a götür,
Nice deryalara dalmayan bilmez.
Mühletin nihayet, hasretin bitir,
Vuslat kapısında kalmayan bilmez.
İlmine güvenme, İblis’te çoktur,
Hasretlik ateşi yakar içimi,
Yepyeni dostluklar kar gelir bana.
Bir bardak çay, bir sigara içimi,
Hayalini kurmak zor gelir bana.
Ben acı çekmedim bunca senedir,
Ey gardaşım beni dinle,
Ben garibanca yaşarım.
Zirvelere çıkmak nerde,
Eteklere yan basarım.
Fırsat bizde ganimettir,
Ben sevgiye, dertler bana susadı,
Koşturdu peşinden, feryat ederim.
En sonunda felek aklımı aldı,
Akılsız başıma feryat ederim.
Özoğlu, bırakma gönlün başıboş,
Hasretlik zehrini içtim, içerim,
Ayaksız köprüye geldim, geçerim,
Ben hasmımı buğday gibi biçerim,
Kelle başı ibret alsınlar diye.
Alanda toplandık hep bölük bölük,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!