Bu şehir bırakır seni bir gün
Ne kadar tutunsan da tırnaklarınla
Kayar, acır, yırtılır elin
Sen alırsın yüreğinin kanayan yerlerini
Toplarsın birer birer
Örselenmiş gizlerinle
Özgür tutsaklardık
Hapsettik kendimizi
Içimizdeki duvarlara
Oysa bir damla maviye hasretti
Yorgun yüreklerimiz
Burası deniz kenarı değil
Martıların ne işi var
Sabaha karşı kalkmışlar
Biraz tuhaf bağırışları
İstanbula tepeden bakıyor burası
''Binbir çileyle büyüttüm oğlumu
Yemedim yedirdim bu güne getirdim
Cesurdu mertti kaya gibi sertti
Bir gün geldi ki vay vay
Vurdular O'nu
Karadeniz kokan şehirlerden
İstanbula göçülen
Evcil hayvanlarla dolu
Bahçeli şirin evler
Anadolu yakasında bir mahallede
Zor ama güzel yaşanan günler
Yaşamın provası yok
Tarih ibaret değil tekerrürden
Elbette
Yabancılaştırıyor
Bu düzen
Ben en çok kır çiçeklerini severim
Bir de papatyaları
Mütevazidirler
İçtendirler
Acıdan kanatlar taktım
İnciler düştü gözlerimden
Beni bir vefasıza sattın
Ey ağustos
Ey küheylan sevdam
1) Sen gittin, kedin de gitti.
2) Saatin, losyonun ve traş kremin hala eski yerinde duruyor.
3) Bıraktığın bazı eşyalarını göremeyeceğim bir yere kaldırdım.
4) Hala şiirlerini takip ediyorum, sadece tarzını sevdiğimden.
5) Uzunca aradan sonra ilk kez düşümde ağırladım seni.
6) Kedin geçen gün uğradı, bir şeyler yedi tekrar gitti.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!