Her mevsim kış gibi yüreğime;
Kurduğum hayaller buzlanmış bekliyor bir köşede.
Kalbim soğuk,
Kalbim donuk.
Her mevsim kış gibi yüreğime;
Çatlamış rüzgarların sesinde savruldu bakışların,
Nefesi kesildi gülüşlerimin, yüreğim kanadı.
Yıkıldı tüm sığınağı düşlerin,
Yıkıldı birdenbire bir sevginin kocaman yalan aynası..
Çatlamış rüzgarların sesinde savruldu bakışların, rüzgarları fırlatıp attın.
Kainat serildi ayaklarımın altına,
Gökten iki melek indi;
Biri anne biri baba.
Nurla yıkanmış yüzleri,
Cennetin çiçekleri açtı birinin ayağında.
Yerle gök birleşti,
Güneş, ışığını saçtı etrafa.
Bugünün yanından Mahşer geçti,
Mahşer günü vurdu dünyanın kapısına.
Ölüm, insanlığa elini verdi.
Korkup kaçtı insanlar her tarafa.
Gözüktü bu cihanın akibeti,
Söyleyin bedenlerimiz bürünecek beyaza.
Yıkıldı her yer toprak toprak, Koptu dalından yeşil yaprak.
Buyur etti evren ahireti,
Döküldü yerlere teker teker günahlar,
Yükseldi yerden göğe bütün sevaplar.
Gün; Mahşer Günü,
Gün; insanlığın dünü.
Nurcan Düzenli
İstanbul kadar derin olamazdı aşkım...
Gözlerinin sonsuzluğuna kapıldım, inan!
Kaç kışa kalktıysa kalbim, sana yandı hep karanfillerim.
Sorsan, ben de çok şaşkınım.
Üşüdü ellerim...
Sana dokundurduğum özgür bir mavinin rengi akıyor gözlerinin uçsuz bucaksız kısmına,
Sonsuza uzanan bir kahkaha kopuyor gökyüzünden yaşadığın bulutlara.
Sana mavilik dolusu bir özlemle geldim,
İçim yandı, yazamadım.
Yüreğim çalkalandı,bir buluta kendimi vuramadım.
Gitmek zorunda kalma İris!
Adımlarını bana doğru at,
Beni yalnız bırakma İris!
Gel şu başucuma yat.
Kelimeler kaybolur dudaklarında İris!
Yarın tutacağım yine bir özlemin yolunu,
Uzun sürmeyecek, sadece pazar günü hatırlanacaksın.
Çekip yanıma alacağım senin duygusuz solunu,
İşte o gün benden kurtulamayacaksın.
Yarın vuracağım dibine bir umudun,
Bekleyişler içinde sahibinden hediyelik bir kalp vereceğim.
İçimdeki seni bugün kusturdun,
Pazara bırakacağım devamını sevdiğim.
Yarın öleceğim bu özlemin uğrunda,
Bir dua oku uğurlarken mezarıma.
Sensizliği anlatacağım toprağa,
Kucaklayacak beni bir pazar akşamında.
Yarın yorgun düşecek gözlerim,
Sayacak tik taklarını bir saatin.
Elimde olacak yine mendillerim,
Atlatmış gibi olacağım bu son gün illetinin.
Yarın günlerden pazar olmalı,
Bugünden hazırlanıyorum bu yolculuğa.
Şimdiden topluyorum bavullarımı,
Başlamak için yeni bir pazara..
Nurcan Düzenli
Rengarenk bir bulut geçti üzerimizden,
Yağdırdı cıvıl cıvıl morlarını, mavilerini.
Toprağı sardı yeşillik ansızın en derinden,
İnsanlar! Unutmayın faniliği.
Aşk tuttu cesurca hayatın elinden,
Yalanlarını astım gecenin tavanından aşağıya,
Kan damladı, kal damladı yıldızların bakışından.
Üşüdü gece, sımsıkı sarıldı karanlığa.
Kızdı, çattı altın rengi kaşlarını ve yağmurlarını yağdırdı karanlığın.
Yaklaştım, bir buse yapıştırdım gecenin yaşlarına.
Hüzün doldu kalbi, koyu gecenin,
Hani kapalı ya kapılar,
Hani nefessiz kaldı odalar.
İşte şimdi kaçışı yok anıların,
İşte şimdi sesi çıkmaz canını yakan aşkın.
Kırmızıya büründü şu yara izleri
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!