26 Nisan 1969 tarihinde Soma’da bir mağden ocağı işletmesinde doğdum. Sekiz yaşıma kadar Tanrı ile patron arasındaki farkı anlamaya çalıştım. Toplam üç çocuğun olduğu ilkokul birinci sınıfında öğretmen olmadığından okuma yazmayı kendim öğrenmek zorunda kaldım.
O günlerin bana hediyesi ise muhteşem ormanlar, yaban hayvanları, şehrin karmaşası ve tanımlamalarından uzak geçen günler oldu.
Babamın emekliliğinden sonra İzmir’e taşındık. Büyük şehirle tanıştım. Bana fazla gelen kalabalık günlerimin hatta okul teneffüslerimin kitaplarla geçmes ...
Güneşi doğuruyor yine gece
Usulca abartısız
Ve tüm yaşanmışlığın bilgeliğiyle.
Martılar atıyor doğumun çığlıklarını
Gökyüzü kan kızılına kesmiş,
Venüs kalmış doğumun ebeliğine,
Bedenler yürüyor sokaklarda,
Kokusuz gölgesiz.
Köşe bucak kaçmaktayız bilmeden;
İnan ki nedensiz.
Ruhlar saklanıyor kuytularda,
Bir kelebek kanadında saklıdır yalnızlığım,
Nereden baksan bir ömür; bir gün bir gece.
Tebessümüm kristal gözyaşlarından ibaret
Aksi gözlerden gözlere.
Bir kırlangıç kanadında saklıdır yüreğim,
l
İçimdeki çocuk bugün öldü.
Öyle aniden de değil.
Acıya acıya, acıta acıta öldü.
Anlamadı, anlatamadı
Kimbilir kaçıncı gün doğumu,
Sevmeye kıyamadığım kaçıncı kızıllık?
Kaçıncı sohbettir bu,
Karşılıklı susmayı özlediğim.
Sabah güneşin doğuşuyla
Ya da yakamozlarla hatırladığım kaçıncı kişi?
Ne yemişiz dün akşam?
Kim sevişmiş?
Kim kusana kadar içmiş?
Kimin solmuş çiçekleri?
Ve kim şişmanladığından atmış giysilerini.?
Kimin kırılmış tabakları?
Bugün de yetişemedim gün doğumuna.
Uyuyup kalmışım küf kokulu yalnızlığımda.
Akşamdan kalmayım,
Ki hangi akşamdan belli değil.
Tenimin üzerinde türlü sevişmelerin tortusu
Lakin yatağımdaki hiçbir iz benim değil.
Ayıkken hiç söyleyemedik
Sarhoşken fısıldadıklarımızı.
Hani hatırlamadığımızdan değil
Belki geçer diye bekledik.
Aslında geçmesini de belki hiç istemedik.
Ama bir türlü ayıkken söyleyemedik.
Bir kuytuda sakladığım çocukluğumu
Güle koksun diye gül dalına astığım,
Asarken dikenlere battığım,
Hiç gül renginde olamadığım,
Hiç bir baharında kokamadığım,
Kandığım, kanadığım,
Ağır epeyce ağır öğrendim.
Hiç yaşamadığım ne çok şey varmış
Hayatı sadeleştirdim sanırdım oysa.
Düşmekmiş aslında bilmek
Koşmak, düşmek, izlemek.
Dahil edilmek, düşmemek düşürülmek
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!