Çocuk cıvıltılarına hasret,
Sabah seherlerim.
Molozlarla yapılan son dansı kaybeden
İnsan çığlıklarımın ardından
Kaldırımlarımda adımlanan
Yaralı serzenişlere inliyorum.
Ruhsuz, gece yarısı zifirinde,
Düşler yakamozlanır sabah gölüne
ellerinin sıcaklığında güneş unutmalarım.
Gece düş, tanda cehennem yanığı hasretin...
İfadelerim sığ
Yıldızlara öfke nöbetlerinde
Acının kavruğunda,bahanelerle
Şafağa köpürmezdim,
Kuş sesi seliyle
ererdim sabaha...
Yollara dillenmezdim
Ölümü gördüm.
Sessiz sakin, sevecen, yaşamın tüm tadını birlikte götüren,
Uçuk, soluk dudaklarda tebessüm ölüm.
Ölümü gördüm.
Hırçın, poyraz öfkesiyle, yaşamın veremediklerine korkunç tepkili,
Tepinen köprülerde sirkeli, dudaklarda kızgın heceli.
Ve hüzün bekliyordu, sonbaharın narin yapraklarında kırgın, biçare
Elimi attığım sol yan paramparça
Oysa ilkbaharda yeniden yeşerirmiş kuru dalları hüzün ağacının
Ben mevsim devinimini görmeden bilemedim.
Yüreğim kış buzluğunda kavrulmadaydı…
Yaşam basamaklarının içinden bakarım.
Çam ovalarıma, başarı sırlı bina temellerime,
Omzumdan tek tek geçerken kavak yıllarım,
El sallarım güneş gözlü, kırık yürekli çocukluğuma inatla.
Kırgınımdır.
Çocukluğumu yaşayamamışımdır asla.
Helen mit tanrılarının kutsalı gözlerin;
Dorların tarihinde, aiollara nefretin öyküsü
Dehşet tohumlarının ekildiği, ellerin kalkan kızılı
Adın
Adın yürek yarama tuz basma telaşında
Oy yar…
Bir pazarın heyecanı.
Bir gün ki
Gelişi bir yıl beklenen
Yürüyen iki beden
Yan yana
Yağmur...
Ayrılmışlıkların korkularında isen alacakaranlığında sabahın
yüreğin çığlık çığlığa fırlıyorsan
Gökkuşağı rüyalarından
Güneşe hoş geldin diyebiliyorsan alkışla
Türkülü yüreğinin elleri uzanıyorsa sessizce,
gizemli bir huzursuzluğun içinde fışkırıyorsa umudun
Hayalini heba ettiği
Pembe gülü soldurmayan ter kokusunda
Sevgiliye
Dağ eteğinde
Dillenir mendil yarısı, mavi düşüyle.
Ta ki bir şarapnel parçası…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!