GELİŞİN GİDİŞİN MİYDİ?
Bilmezdim yellerin açtığı izleri
Ne kadar bekledim son gelişin miydi?
Dokunma haydi git, bırak ta bizleri
İkilemlerim, arafım işte.
Çevir sandalın dümenini sıradanlığından sıyrılsın bulsun yolunu.
Battığın, sıradan kuyuların kaçıncısından ses vereceksin.
Kedimin munis yakınlığına sığındım.
Tüyleri arasına karıştı parmaklarımın dokunuşu.
Öp Gün Ağarmadan
iç içe geçmiş halkalar
halkalar prizması
ayrılmıyordu hiçbiri diğerinden
ve
DUA
İçimdeki Allah aşkına bir ulaşabilsem
Bütün bu aşk esaretleri ne ki…
Yaratan’a kavuşma ümidi
Kul olma arzusu değil mi?
Güneşin öğleye doğru göz kırptığı, ışıklarını Erciyes'in tepesine almaya çalıştığı saatler...
Kıraç Anadolu Ovasında yığın halini almış betonlaşmış şehirde.
Bir fincan kahvenin kokusu seni alıp; zaman ötesinin bağrına bırakıp kaçıyor.Yandan çarklı gülüşüyle hınzırca gevezelik ediyor.
İki yaşı
Senden kalan yaranın üzerine
Bıraktım/
İçim artık bahar çiçekleri açtırıyor
Boy atan çocuklar gibi güleç
DENİZ’Dİ ADIN
/dikenleri gönlüme battı yine geçmişin…/
Sana Deniz diyeceğim… Kimse tanımaz seni
Çocukluğumun masum, çaresiz bebeği…
Düşlerin gerçek olması için
Önce uyanman gerekir
Uyan hadi!
Saçlarımın sarısı sahte
Aslında gece gibi
Önceleri ölüm vardı, değilmiş...
Hayatın başlangıcı, ayrılığın başlangıcı ölüm
Ölümün ardından, ölürken ya da can verirken
Görmek mi istemedin,
Oysa aradan geçen aylar öyle uzak ki
Yaşam öyle tuzak ki…




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!