NUH TUFANI’NDAN
SON YUDUM SUYA ARMAĞAN İKİLER
Valeşkert ’in Ararat ’ı ,ovanın güçlü anası Kösedağ ’dır
Parlak, mavi göğün gülüşü güneşe ekilen sonsuz tarladır.
Şeryan Çayı ’nın Arsanias ’la kucaklaştığı deli nokta cennete akar,
Bin değirmenin taşını döndüren dört nehirden biri Şorbulak tan bakar.
Eyntap ’ın demir köprüsünde her ayazda Hasan Usta nın çekiç sesleri üşür
Bir önceki kuşağın tahta köprüdeki nal sesleri şimdi motor sesine dönüşmüştür.
Badnus ’un göğsüne oturan dumanıyla, sisiyle Sipan Dağı ’dır
Gözyaşlarının oluşturduğu o göl Nuh’un gemisini yüzdüren Tufandır.
Arsissa Locas’ın hangi gemiyi, hangi fırtınaya düğümleyeceği bilinmez
Suyun akışına direnen İnci kefalleri hayatı yeniden kurmayı öğretir
Bir güvercin gagasında bir tutam kar parçasıyla gelir
Beyaz kürklü kış mevsimi ahlaya puflaya Karaköse ’ye çöker.
Ey Nuri! Şu gördüğün Nuh Tufanından armağan son yudum sudur
Emanetine gözün gibi bak, al yüreğindeki damarlarında dolaştır.
28.03.2024 GEMLİK
Kayıt Tarihi : 18.11.2025 09:56:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!