Çağrı
• Kendilik arayışı içerisine dalan insan kendinden başka bir kendi arıyor tüm soluk aynalarda. Parçalı bir kendilik anlayışı ile hayatın tümüne yorum getirmeye çalışıyor.
Bir gün gelir,
İsimler yankılanmaz artık odalarda.
Anılar soluklaşır, silinir izler,
Ve geçmiş, suskun bir duvar olur.
Sorular eksilir,
Ayazda kalmış bir pencere var hâlâ
Ne tam kapanıyor
Ne içeriye sıcaklık sızdırıyor
Camında eski bir el izinin buğusu
Kimindi bilmiyorum
Kendine bakmak,
Sadece yüze değil,
Gönlün kıvrımlarına eğilmektir.
Bir gün kar yağdı köy yoluna
Ve her şeyin üzerini örttü usulca
Bir tek şey hariç:
Babamın bıraktığı son adım.
O adımı izledim çocukken
Zamanı bir fincanda içtim bu sabah
Dibi telve, üstü sade sessizlik
Ne söylediysem boğazımda kaldı
Ne duydumsa çınladı yokluğun gibi.
Bir mezarlık var
Köyün yamacında, ceviz ağaçlarının gölgesinde
Taşlar eğilmiş, yazılar silinmiş
Ama toprak hâlâ ses tutuyor
Ve o sesin içinde
Bir cümle var, yarım kalmış.
Bir derviş vardı, şehirle dağ arasında,
Ayağı toprağa, gözü ötede.
Bir sabah, harman yelinde savrulan sesiyle
şöyle dedi:
çocuk sesimle
bir kitap açıldı içimde
toz kalktı zamanın
yunus indi dudağıma
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!