Nöbetteyiz Elbette
(Ya Da Necati’yle Dertleşme)
Rumeli’de esen Yunus yeliyim
Mevlâna Sarı Saltuk Hacı Bektaş Veli’yim
Şar Dağı Aliş’e türkü yakan sazın teliyim
Gâh coşkulu gâh hüzünlü akan Vardar nehriyim
Kosova ovasında bre canlar kadife gülüm var
Kara gözlü kara kaşlı bir edalı yarim var
Yüreği mert gönlü yanık Yörüğüm var yaylam var
Şairim var ozanım var söylenecek nice sözüm var
Dilim hanımeli sarmaşıktır duvarlara yaslanır
Kayadır taştır Türkçem buralarda özümle yaşıttır
Bir masalım bir düş bir gerçek
Gönlüm çoğun firarda bedenim buralardadır
Kalkandelen’de Alaca Cami Harabati Baba Tekkesi’yim
Mostar’da Neretva üzerinde dillere destan Taş Köprü’yüm
Sultan Murat Türbesi Namazgâh Sulu Han Başçarşı’yım
Kaldırım cumba sokak sebil akan çeşmeyim
Seni andım bugün ey koca şair Necati
Ohrili pastacıya uğradım Eski Çarşı’da öğlen vakti
O eski tadı yoktu sensiz yediğim kazan dibinin
Gidip ıhlamur kokan yollarda adım adım izlerini aradım
Sarayova’da Başçarşı’da güvercinler seni sordu
İzzet sordu Lamia sordu cümle dostların sordu
Orhan yaramazlık peşinde Orhan oynuyor Orhan yaşıyor
Çalıklı yeşili giyinmiş dost şalını boynuna dola da gel hadi
Burayı soracak olursan haberler kötü be koca âşık
Saç ağartıp bunca üstüne titrediğin
Birlik Sevinç Tomurcuk Sesler çıkmıyor artık
Tan da kapatıldı gidişat hiç de iç açıcı değil
Mustafa Alaettin Burhan çekip gittiler erkenden
Mavinin en görkeminde buluşmuşsunuz belki de
Gidenin yeri dolmuyor da meydan boş değil gene de
Can bedendeyken be dost nöbetteyiz elbette
Prizren, Mart 2005
Zeynel Beksaç
Kayıt Tarihi : 4.3.2008 18:49:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!