Pir’e niyazını dilden sil eden dillerim
Demirden kaleler kurdu beylerim
Tuzla bölüştü ekmeği ellerim
Paylaşan yüzünü sakındın dönen dolap
Hak deyince titrer idi taş ile toprak
Zulüm duydu mu yanar idi ocak
Dili mühür tutmazdı, eğilmezdi bayrak
Doğru söyleyeni yedin dönen dolap
Ferman yazıp dağlar aşan beyler geçer
Altınla teraziyi bozan eller geçer
Can pahası gerçeği söyleyen diller geçer
Doğrunun tartısını bozdurdun dönen dolap
Padişah buyruğu kâr etmez ona
Boyun eğmezdi fermanına, hana
Mazlumun ahı çökerdi tahta, taça
Kuldan yana olanı küstürdün dönen dolap
Yoksulun sofrasıydı lokması
Paylaşmak idi onun yasası
Bir can incinse titrerdi yüreği
Gönül erini figan eyledin dönen dolap
Sürgün yazdın dağ başına payımı
Ateşe verdin hızır ocakla soyumu
Birliğe çağıran yaren pirler oyunu
Mazlum dirliğini tökezledin dönen dolap
Darağacı kurdun yiğidin önüne
Korku saldın ana ile yavrunun gönlüne
Can verdikçe can kattık sebat düğününe
Hürriyetini abat bağladın dönen dolap
Kayıt Tarihi : 22.12.2025 13:33:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!