Kitap yaprakları arasında kurumuş bir menekşe hüznünü
Bir ikindi yağmuru taşır ülkeme
Ölümün ölmeyen soğuk yüzünü
Asla unutmamalıyım.
Sansürsüz duygulara salıyor beni damda yağmurun sesi
Bizim iklimlerin baharı kayıp
Mavi gökleri yıkayıp
Serelim yüreklere
Bahar diye
Acırım yere düşen kelimelere
Çöllerin ortasında dolu testi gözlerin
Haramiler misali yolum kesti gözlerin
Bir tebessüm baharı yürür yanaklarına
Hüznün belenlerinden bana esti gözlerin
Sevdalar kında kılıç, ah hatıralar, Heyhat!
İçimde sana doğru yürüyen bir kervan var
Kazmayı dağa değil şu gönlüme vur Ferhat!
Sana gelmeye engel içimdeki korkular
Yolculuklar hep benden başlıyor uzaklara
Kim attı, Hüsnü hattı aharlı kâğıtlardan
Kalbimize Ah!
Bad-ı Saba, Öp beni kucakla, serin.
Serin üstüme maverayı Her sabah.
Harabelerden harfler topladım.
Elif, He…
Ve sonra bildim
kifayetsizliğini kelimelerin
kelimeler erir
Sevda, deyince sükut konuşur.
Diyarbekir tütünü gibi kıyılmış ruhum
Bu soysuz iklimde
Tombaklara gömüldüm,
Kalbimde neşter
Hüzzam makamında bütün şarkılar.
Kendi masallarımda yaşadım
Sırtımda kambur
Sıradağ gibi...
İçimde lavlar
Yanardağ gibi...
...ve infilak
şerha şerha gül.
Ölüm ile ömür güzel hediye
Yaşadığım ölümleri hayra yoruyorum
Takvimler yalan söyler diye
Her gün yaşımı aynalara soruyorum




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!