Sokaklarda gezinirken bir kadın görülmüş.
Elbisesi aydınlık siyah, saçları yaratıcı muhabbetiyle
örtülmüş.
Elinde pembe tokası, bileklerine geçirmiş.
Zorla mı, bilinmez; ama sorsan, kendisi öyle istemiş.
Güneş altında, rengârenk siyah elbisesiyle;
içinde bir ateş ve hesap korkusu.
Gözyaşları saklı; aksa, belki gelir dile.
Uzaktan bakanlar haline üzülür, derler ki: "Çekilir mi bu çile?"
Ama o istemiş bunu bile bile.
Göstermez aynalardan başkasına örülmüş, iplik iplik saçlarını.
Okula gitmez; yasakmış takmak düşünce çantasını.
Şanslı aslında: doğarken hemen diri diri tatmamış toprağın tadını.
Sokakta gezinen o kadının kimse bilmezmiş adını.
Konuşmazmış hiç o kadın; belli ki dilsizmiş.
Beş yaşında toplum tarafından namus damgası yemiş.
Akşamları gezinemezmiş; sokaklar paslı ve çiviliymiş.
Sesi duyulması için önce öldürülmesi gerekirmiş.
Bir yeşil oyuncak bebeği varmış elinde.
Garip aslında; bir bebek var bir bebeğin elinde.
Başka bir baba edinmiş ya beşinde ya da yedisinde.
Gülümsediğini söyleyenler bilmezlermiş, ruhu cesetler içinde.
O kadını anlamak nedense çok zormuş.
Geceleri kalkar, yıldızları sayar; bitiremez, yorulurmuş.
Toplum ona "namus" diye bir kavram uydurmuş.
Garip; toplum ise bundan bir haber, yoksunmuş.
.
Sokakta gezinirken bir kadın görülmüş.
Gazetelerde, ruhun eksik olduğu bir beden.
O, siyah rengârenkli kadına aitmiş.
Gazetelerde ölçülüp gelen haber
Kayıt Tarihi : 13.7.2025 00:48:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Ferhunde Melikzade , Junko Furuta
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!