korkuyorsan kaderinden
alma eline kalemi
yaz-boz yapma alnını
sadece
at ileri adımlarını...
dün seni görünce
ne kadar çok özlediğimi
yarattığım duvarların nasıl yıkıldığını
altında nasıl ezildiğimi
ve hala hayatta olup
seni nicedir beklediğimi
sildim herkesi kitabımdan
ne bir ailem kaldı
babam ve annem olacak
ne de kardeşlerim kaldı
abim ve ablam olacak
iki çıplak
ayrı gömütlerin altında
bir ömür el ele
bir ömür elbise denilen
siyah maskelerle
ya şimdi
sen hiç gördün mü
Hiroşima'da neler olduğunu?
nelerin kalmadığını hiç gördün mü?
hayır, görmedin,
hem de hiç bir şey görmedin! ! !
ruhlar ölüm uykusuna daldığında
elime bıçağımı aldığımda
hatırlarım yanımda yatan cesedi
kırmızı güllerle taçlandırdığım
kasıklarındaki heybetli yılanı
boynu bükük
artık
mitolojik çağlardan kalma
ne istediğini bilen
ama bir türlü
doğru adımları atamayıp
sağını solunu sürekli karıştıran
bir tanrıçaydım ben!
tepelerin zirvesinde
simsiyah bir oğlak
yolunu kaybetmiş
diyor sürü
onu anlayanlar
değerlerin, saygının, aşkın
iki bacak arasında
iki-üç damla kanda olduğunu öğrendik
dudaklardan, bakışlardan.
yaşamın anlamının
ölümle ortaya çıktığı
ayaklarım yalpalıyor
yürümek zor geliyor
yolum cehennem tandırı
ben yürüyemem artık
....................................
sıcağı çarpıyor
hayatta yapacak çok da bir şey yok aslında....ben her istediğimi yaptım.. kendim gibi yaşadım asla bir başkası olmadım... ben evrimimi tamamlamış bir kelebek isem ve hayat sadece tek bir borcum kaldığını söylüyorsa bana onu da inşallah yakında başaracağım.... sadece zmana ihtiyacım var biraz da para ...