Sana oturmaya geleceğim diyorsun.
Gel eski dostum gel.
Biliyorsun.
Kapım her zaman açık sana.
Bana o yalancıdan bir şeyler mi anlatacaksın.
Yoksa benimle ne konuştun.
(3 Mart 2009 ‘da Vefat eden Şair Yusuf Hayaloğlu’nun Ardından)
Usta şair.
Güçlü bir kalem.
Dağ gibi yüreği.
O Yusuf Hayaloğlu
Hey şehrimin insanları,
Köylü,kentli,yabancı.
Başıma taç ettiği dostlarım.
Şairliğimi kıskanan düşmanlarım.
Hale,Jale,Lale.
Bütün mahalle.
Terk edip gitsen bile
Artık dönmesen bile
Eskisi gibi sevmesen bile
Kalbimin bir köşesinde saklarım seni.
Ne haldeyim sormasan bile
Vurdum kafamı taşlara.
Kan karıştı gözyaşlarıma.
Zehir katıldı aşlarıma.
Bu şehirden sen gidince.
Doldu saçlarıma beyazlar.
Ara beni ki;
Hala sevdiğini bileyim.
Bir şeylere küsmediğini bileyim.
Bu aşktan vazgeçmediğini bileyim.
Merakımdan ölmeyeyim.
Dal başında gül idim.
Şakıyan bülbül idim.
Dumansız kül idim.
Ne idim,ne oldum.
Dağ başında kar idim.
Ya beni seviyor.
Ya gencim acıyor.
Ya da zaten ölmüşüm biliyor.
Bu cana Azrail gelmiyor.
Ya beni unuttu.
Bilmece Nedir? Bilmeceler eşya, insan, hayvan ve bitki gibi bilgilerin gizli olarak sorulması ve ne olduğunu düşünerek bulunmasını sağlayan şiirsel bir anlatımla oynanan zekâ oyunudur. Çocukların eğlencesidir.
Blmeceler anonim ve ferdi bilmeceler olmak üzere ikiye ayrılır. Anonim bilmeceler halk edebiyatı ürünüdür. Ferdi bilmeceler ise edebiyat ürünü olup yazarlar ve şairler tarafından yazılmıştır.
Halk edebiyatı türü olan bilmeceler biçim bakımından nazım ve nesir olarak ikiye ayrılır.
Ne üzüntü var,ne tasa.
Hiç kimsenin yok elinde asa.
Benim gibi bürünmüyorlar yasa.
Mutlular zenginler.
Kadınların kollarında erkek,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!