HUDEYBİYE BARIŞI
Hicretin altıncı yılı gelmiştir
Ensar ve muhacir hasret çekiyor
Kabenin özlemi yüreklerdedir
Herkes ziyareti candan istiyor
OĞUZHAN
Şu dünyada dokuz tam yıl doldurdun
Bugün on yaşının içine daldın
Bu garip ülkede hep garip kaldın
Vatana adanmış cansın Oğuzhan
Elde isli camlar, şeritler, gözlük
Ay güneş altına yaklaşıyordu
Güneş siyahlaştı hayretle gördük
Yavaş yavaş hava kararıyordu
Bugün öğle vakti manzara güzel
FETHİ
Hudeybiye’deki barışa göre
Huza’yı peygamber himaye eder
Bekiroğulları Kureyşli’lere
Güvenlik yönünden bağlanmalı der
KÜSTÜM
Gönlümde sevda yok güzelliklere
Çevreme, dostlara, herkese küstüm
Hasret çekmiyorum doğduğum yere
Dermanı olmayan dertlere düştüm
Toprağı yurt yapar akıtılan kan
Bu yüce millete feda olsun can
Köy basan eşkıya olamaz insan
Haine vurmakla kurtulur vatan
Bu millet bağrında hain istemez
KONUŞAMADIM
Vakıf bünyesine girebilseydim
İmkanım olsa da verebilseydim
Önerilerimi diyebilseydim
Ağzım vardır ama konuşamıyor
Anadolu’muzun toroslar’ında
Dünyaya gelmiştir yokluk anında
Kültür, sanat, müzik olaylarında
Coşup destanlaşan MEHMET ÖZEL’dir
Bin dokuz yüz otuz altı yılında
Dinleyin ben size bir anlatayım
Yanlış diyorsanız bağırın bana
Yirmi bir F nasıl onu yazayım
Belki hizmet olur güzel vatana
Mal alımı için karar verilir
MESAİYE UYMAK
Adam olur muyuz bilemiyorum
Böyle çalışmaya devam ederken
Memurda ciddiyet göremiyorum
Evinden ayrılıp işe gelirken
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!