Talimat gelince Gazi Paşa'dan
Başkente bir nişan, mühür vurulur
Geleneği tarihiyle yaşatan
Ankara Kulübü bizzat kurulur
Ekim'in On Üç'ü, sene Yirmi Beş
Karlar düşer sulusepken,
Kargın yolları kar boran…
Çubuk yine suskun,
Çubuk yine mahzun
Bir genç kızın sessiz çığlığı
Bulutları üşütür, ova sallanır;
Bir kasket bir gözlük bir de tesbihin
Baharındı senin, yazındı Babam
Köstekli saatin, bir de yeleğin
Halay başındayken pozundu Babam
Senelerce hafta gün ay demeden
Danişmendli, Selçuklu, ilk Osmanlı’dan beri
Cumhuriyet soluklu; Türk oğlu Türk’ün yeri
Tarihi şanla dolu, ecdadımız seçeli
Güç vermiş İpek Yolu, çağı güzel Gökçeli
‘Necmettin’ misali pak, cengâver gibi ‘Yiğit’
Yamaçlar şenlenir bahar aşkına
Yeşillenir elbet günü gelince
Kanatlanır tırtıl döner şaşkına
Keyiflenir elbet günü gelince
Dağlardan denize bahar aşkına
Cumhuriyet demiş gençtir genç kalsın
Devrimden feyz alsın daim dinç kalsın
Barış türküleri çalsın cihanda
Ne savaşlar olsun ne bir hınç kalsın
Türk genci geçmişi hep hatırlasın
Geleceğe aydın yolu açarken
Mavi mavi gözler çakmaktı çakmak
Güneşin misali ışık saçarken
Gaye meşaleyi yakmaktı yakmak
Kimisi meşgulken kandırma ile
İlk Dünya Savaşı hemen sonunda
Osmanlı Devleti yenik sayıldı
Yakıp yıktı düşman işgal anında
Batıdan güneye yurda yayıldı
Ondokuzun Onbeş Mayıs ayında
Gökte Ay gibi temiz, yıldızlar kadar parlak
Bir cennettir ülkemiz, her yanı mavi şafak
Meşalede ateştir, dört köşede hürriyet
Hiç batmayan güneştir, yüz yıldır cumhuriyet
Devrimlerdir şanımız; yolumuz Ata yolu
Ebedi vatanımız, yurdumuz Anadolu
Yörüklerin obasından bir Bulut
Heybetiyle Akdeniz’e ağıyor
Sinesinde şimşek şimşek bir umut
Toros’lardan Anamur’a yağıyor
Akşehir, Kırıkhan bak İstanbul’a




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!