Nesimi'nin Sırrı Derinde Saklı

Bu şiir, Nesimi'nin ve ayrıca Nesimi Çimen'in çileli hayatlarına ve hakikat aşkına duyulan saygıyı derin bir şekilde yansıtıyor. Şair, Nesimi'nin bu diyarlarda hakikati haykırmasının bedelinin derin yüzülmek ya da yakılmak olduğunu hatırlatarak, onun inancı uğruna çektiği büyük acıları vurguluyor. Hakikat sırrına ermeyenlerin ne kendini ne de varacağı yeri bilemeyeceği ifade edilerek, manevi derinliğin önemi belirtiliyor. Nesimi olmanın, hakikat ateşinde ağır ağır yanmak, kanamak ve aşkla bu dünyadan geçmek anlamına geldiği söyleniyor. Sonunda adının kül olup yele savrulacağı belirtilse de, bu onun mücadelesinin ve inancının unutulmayacağına işaret ediyor. Aşkın gül bahçesinde güllerin derildiği, nefsi yenemeyenlerin aşkı anlayamayacağı ve o ilahi divanda ariflerin bile yolunu şaşırabileceği ifade ediliyor. Nesimi'nin aşkın hükmünü demlediği, yani aşkın derin anlamlarını ve etkisini yaşadığı ve dile getirdiği vurgulanıyor. Hakikat sırrının açığa vurulmaması, dil kesilse bile aşkın söylenmesi gerektiği nasihat ediliyor. Derinin yüzülse bile Hakk'a teslim olunması ve kula minnet edilmemesi gerektiği belirtilerek, inançta direncin ve yalnızca Allah'a bağlılığın önemi vurgulanıyor. Aşkın ateşinin ruhu yakıp arıttığı, gönlün aşkın deminde pişip kavrulduğu ve hakikat yolunda tüm çilelerin çekildiği ifade ediliyor. Bunları ancak aşkın sırrına erenlerin bilebileceği söyleniyor. Nesimi'nin nefesinin asırlar sonra bile yankılandığı, bu aşkın gür sesinin gönüllerde uyanmaya devam ettiği belirtiliyor. Hakikat yolunun ancak bilenler tarafından bilineceği ve aşkın ebedi bir sır olarak kalpte saklanacağı ifade ediliyor. Şiirin sonunda Kemter Abdal, aşk ile yanmayı, hakikat yolunda sürekli Hakk'ı bilmeyi nasihat ediyor ve Nesimi'nin derinlerde saklı olan sırrının aşkla coşup gönlü temizlemek olduğunu vurguluyor. Bu şiir, Nesimi'nin inancı uğruna çektiği acılara duyulan saygıyı, hakikat aşkının yüceliğini ve bu yolda çekilen çilelerin anlamını derin bir duyguyla anlatıyor.