Nerede O Eski günler-2

Abdülkadir Öksüz
27

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Nerede O Eski günler-2

NEREDE O ESKİ GÜNLER-2

Ben küçükken..!

Topaç çevrilir, misket oynanır, telden arabalar yapılır, renkli kablolarla özenle süslenirdi.

Akşamları ağaç direklerde yanan loş ışıklı sokak lambalarının altında güzel oyunlar oynar, bazen de çocukca hayaller kurar heyecanla anlatırdık birbirimize düşlerimizi...
Ramazan gecelerinde teravihten sonra elimizde tabaklarla güzel mâniler söyleyerek komşuları kapı kapı dolaşır, her evden çeşitli ikramlar alır sonra hep beraber sevinç içinde oturur yerdik.
Elimize verilen 5 kuruş harçlıkla Fırından burcu burcu kokan yarım ekmek (pide) alır, içine 100 gram helva koyarak yaptığımız dürümün tadına doyum olmazdı..
Ev yapmak şimdiki kadar zor değildi.. Projesi mahallenin ileri gelen aklı erenlerine sorularak kireçle çizilir, dökülen toprak kerpiçlerle imece usulüyle
kısa zamanda yapılır giderdi.
Duvarlarına sıva sağlam olsun diye gazoz kapakları çakılırdı..
Üstü kavak ağaçlarıyla kapatılıp, üzerine saman ve toprak karışımı harçla döşenir, su geçirmesin diye silindir şeklindeki adına Loğ denen taşla iyice sıkıştırılırdı..
Bazı zengin evlerinde pompalanarak çalışan Gaz ocaklarında pişirilirdi çaylar..
Soğuk kış günlerinde ocağa atılan meşe kütükleri yakılır,
külüne patatesler gömülür, odayı aydınlatan ateşin ışıltısında güzel hikayeler anlatılır, el ayak oyunları oynanırdı..
Anneler çocuklara leğende banyo yaptırır, gözüne kaçan yeşil sabunun köpüğü acı acı yakardı gözünü..
Bir yakınımıza telefon etmek için manyetolu telefonla postahane aranır, acele olsun diye “yıldırım” telefon etmek istiyorum denir saatlerce gelecek telefon beklenirdi..
Telefon zili çaldığında konuşurken zaman zaman araya başka konuşmalar girer,
Postane görevlisinin “Maraş sen aradan çık” sesleri duyulurdu âhizeden..

Acıktığımızda kümesten getirdiğimiz taptaze yumurta hâlis tereyağı ile pişirilir, mis gibi kokan yufka ekmekle âfiyetle yenirdi.
Televizyon yoktu. Gazete de her zaman olmazdı. Öyle güzel cahildik ki, şimdiki gibi kaza haberleri, ölüm haberleri duymaz keyfimiz bozulmazdı hiç!
Portakal Mandalin kabuklarını sobanın üzerine koyar, kokusu oda parfümü yerine geçerdi, ozon tabakası delinmezdi hiç..
Dağlardan şifa kaynağı Körmen, Kıvırcık, Göbelek, Dilicek, Yemlik, gibi çeşitli otlar toplanır bir güzel yemekler yapılırdı. Şeker nedir, Kolestrol nedir bilinmezdi..
Bahar aylarında dağlardan Çiğdem, Nergis toplanır, bazen yer, bazen belik gibi örer 3-5 kuruşa satardık
250-300 Garamlık çay paketlerinden demlenirdi çaylar, sularımızda klor yoktu, tulumbalardan doğal olarak çekilir buz gibi olurdu sular..
Sıcak Kış günlerinde bakır tencerede pişen mis gibi Tarhana çorbasının yanında yufka ekmek pekmeze batırılarak yenirdi.
Lezzet bir tarafa, kokuya da hasret kalacağımız kimin aklına gelirdi? Ekmeklerimiz odun fırınlarında el değerek üretilirdi, sağlıklıydı, lezzetliydi ve mis gibi kokardı. Domates de biber de annelerimizin ektiği tohumlardan yeşeren fidanlardan dikilir, (hormon nedir bilinmez) lezzetine doyum olmazdı âdeta.
Dışarıda adam boyu kar... İçeride huzur... ne zam endişesi, ne doğal gazın kesilme korkusu, ne hava kirliliği ne Trafik çilesi vardı, yokluk olsa da huzur içinde yaşar giderdik.
Bir kez olsun kümesten yumurta almamış, bir kez olsun dalından meyve koparmamış, Tavuğun kuluçkaya yatırılıp civcivlerin yumurtadan çıkış zevkini tatmamış ve fakat alışveriş merkezlerinin cafelerinde, boğucu bir gürültü ve havasızlık içinde hamburger fas food keyfine mahkum olmuş çocuklar ve gençler için bu duygular ne kadar uzak.
Kışlarımız kış, yazlarımız tam yaz olurdu, Dört mevsim tam yaşanırdı o zamanlar. Yokluk olsa da şükür vardı, Kanaat vardı, Kadere rıza vardı. Herkes kendi dünyasını kurar, herkes kendi hayatını yaşardı.
Şimdi her şey var ama şükür yok, kanaat yok, saygı yok, sevgi yok, duygu yok. Her şey menfaate dayalı, kimse kimseyi umursamaz halde, büyük küçük tanınmaz olmuş, haya edep hak getire..
Bu kadar bozulan bir dünyada geçmiş geri mi gelse acaba demekte haklı değimliyiz siz söyleyin dostlar…

03.02.2011

Abdülkadir Öksüz
Kayıt Tarihi : 3.2.2011 23:29:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Mehmed İhsan Uslu
    Mehmed İhsan Uslu

    Tebrikler Üstad!
    Doğru ve yerinde tesbitlerdi.
    Geçmiş zaman olur ki hayali cihan değer.
    Daha nicelerini kaleme almanız temennisiyle bol ilhamlar.
    100+heybem.
    Selam ve dualar..

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Abdülkadir Öksüz