Gece uzadıkça
zaman ağırlaşıyor.
Saat işlemiyor,
sadece hatırlatıyor.
Bir sigara yakıyorum,
dumanı değil
yokluğunu içime çekiyorum.
Yanımda biri varmış gibi
boşluğa konuşuyorum,
insan en çok
alışkanlıklarını özlüyormuş.
Yatak geniş,
soğuk taraf hep aynı.
Bir “iyi geceler”
duvarlara çarpıp geri dönüyor.
Aşk böyle bir şeymiş demek,
gidenle değil
kalanla imtihan.
Zaman geçiyor diyorlar.
Geçmiyor.
Sadece
sen olmadan yürümeyi öğreniyorum.
Ama her adım
eksik.
Sigara bitiyor,
gece bitmiyor.
Hatıralar uykusuz.
Bir ses,
bir nefes,
bir dokunuş…
Hepsi geçmiş zamanda.
Onlarsız hayat zor.
Çünkü yokluk
sessiz değil,
çok konuşuyor.
Ve insan
en çok geceleri anlıyor:
Sevdiğini kaybetmek,
hayatı yarım bırakmakmış. Gece ilerliyor.
Saatin sesi çoğalıyor,
senin sesin yok.
Zaman denilen şey
acıyı iyileştirmiyor,
sadece alıştırıyor.
Pencereyi açıyorum,
şehir nefes alıyor,
ben alamıyorum.
Her ışık yanan evde
bir “biz” var gibi geliyor,
bizsizliğe içerliyorum.
Sigarayı söndürüyorum,
kül tablası dolu,
içim boş.
İnsan neyi kaybederse
onunla konuşurmuş meğer.
Ben her gece seni anlatıyorum,
dinleyen yok.
Sabah yaklaşırken
yalnızlık ağırlaşıyor.
Gün doğunca
acının sesi kısılıyor,
gece kalanı söylüyor.
Ve anlıyorum
Onlarsız hayat
devam etmiyor,
öğreniliyor.
İnsan yaşamıyor artık,
hatırlamaya çalışıyor.
Gece bitiyor.
Ben bitmiyorum. “Sevdiklerimizin değerini, sessiz kaldıkları geceler değil; nefes aldıkları günler öğretsin bize”
Kayıt Tarihi : 17.12.2025 00:23:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
bu şiiri sevdiklerini kaybetmiş insanları anlatabilek adına anlamak adına kelimelerle anlatmaya çalıştım Tankutbey kaleminden




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!