Vur kaç, ez geç
Söyle yalanla.
Ne olacak sanki
Doğrucu olacaksın da...
Uydurursun birşeyler
Hesap soranda.
Ayın mağrur yüzünü
Dünden gizlemek için
çırpındığı bir gecede...
Topladım el yordamıyla
esmerimsi umutlarımı
Biraz da düşlerimden
Gözlerin çavlanı sönmüş
diller ebedi uykuda
Baldıranlar tutmuş köşe başlarını
yitik sayfalarına ağlıyor zaman
Haber de göndermişler karabasana
En nadide çiçekler açar
Sevginin bahçesinde
Kokusunda pişmanlıklar pişer
Dağılır tüm semte
Dizilir saflara
İntikam ordusundan kaçar neferler
Kabuslarım yırtıldı
Ufku maviye boyarken seher
Kelebek daha tırtıldı
Solmadan henüz
Mavi elbisemdeki benekler
Mutluluk derler adına
Doyum olmaz tadına
Bazen öyle uzaktır ki
Sanırsın kaf dağında
Bazen de gizlice siner
Tozlu rafına
Saniyede tonlarca
Neden bombaları
Patlıyor beynimde
Hayatımı alt üst eden nedenler
Şimdi de bir kapsülün içinde
Tüm değerlerimin
Yaşamak istiyorum
Çiçekler koklayarak
Yaşamak...
Toz,duman,barut kokusundan uzak
Güneşin bulutlardan sıyrılışını,
Adını andıkça
Titriyor yüreğim
Tarih;
Sayfa sayfa canlanıyor gözümde
Düşünüyorum...
Nasıl bir duygu?
Güne yorgun düşen kaldırımlarda,
Sökülmüş bir ömrün sonbaharında,
Düşer yüreğime şarap tadında,
Sinmiş yaraları deşer anılar.
Dalıp gittiğimde okyanuslarda,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!