Ey sevgili en sevgili
Gül yüzlü güzel benizli efendim
Keşke anlayabilseydik seni
Keşke anlatabilseydik
Çağlar aşan kutlu beyanlarını
Duyurabilseydik
Hüzünlü sonbahar yapraklarında
Uçan kuşların tozaklarında
Martıların çığlıklarında
Tutulacak dallarda sevgi
Baba ocağında
Noel Baba Gelmiş Duydunuz Mu
Zalimler medeniyet adına
Ruhlar yaralıyor Teknolojilerle
Sarmaya çalışıyorlar protezlerle
Tek başıma kalsam vefalı dostum
Hep senin adını haykıracağım
Ömrümce hep senin vefalı dostum
Ölsem de ismini haykıracağım
Adımın son hecesini fısıldarken isimsiz dudaklar
Bilemezsin kaç kez hicret ettim yüreğinden
Kaç kez döndün sılaya yanık zamanların imbiğinden
Kaç kez amin’li gözyaşları akıttım gül dallarına
Kaç kez astım beyaz atlı prensleri zamanın gözlerine
Sisli bulutlar ardından çekilmeyi
Sırlı aynalara veda etmeyi
Gizemli gülüşleri gamzelere gizlememeyi
Sitem etmemeyi de öğrenmelisin
Özlem; nedir özlem hep kendi kendime bunu sorar dururdum. Yine özlem sorusu takıldı kafama, bu sabah karar verdim uzun uzun düşündüm. Sahi nedir özlem Ben neleri özlüyorum arkadaşlarım dostlarım neleri özlüyor diğer insanlar neleri özlüyorlar. Bir dostu, bir arkadaşı,bir sırdaşı anneyi babayı ve çocukları bu listeyi oldukça uzatabilir ve genişletebiliriz.
O halde nedir özlem; bir insanı bir yeri kısacası neyi istiyorsak onu görmek,ona kavuşmak beraber olmak isteğidir,desem, bu kez şöyle bir soru akla gelir,özlem insanı çok mu yakar kavurur içi içine sığmaz bir heyecan mı duyar yerinde duramaz özlediği her ne ise hep gözlerinin önünde baktığı gözünün iliştiği, her yerde, kıyıda bazen seraplar görür, onu görür gibi olur ellerini uzatır, tam yaklaştım, buldum, yakaladım,derken kayboluverir. Gözlerimizin önünde, canımızda kalbimizde,gönlümüzde, duygu ve düşüncelerimizde özlemlerimiz ve yakıcı yıkıcı gücü vardır.
Neleri özleriz konusuna yeniden dönersek:Sevgilimizi,canımızı,kendimizden
daha çok sevdiğimiz nadide varlığımızı,uçsuz bucaksız kırları,çayır ve bayırları,mini minicik yeni doğmuş bir kuzuyu,minicik bir bebeği,bir serçeciği, hep insanoğluna dost olmuş bembeyaz bir güvercini kumruyu,flamingoları minicik Arı kuşlarını ve kırların özgür rengarenk kelebeklerini,hacı leylekleri özlemez misiniz? Kıpkırmızı gelincikleri minicik günaydın diye bağıran sevimli papatyaları,şırıl şırıl dereleri,gürül gürül ırmakları çarşaf gibi uzanan denizi gümüş rengi bayırları masmavi gökyüzünü
Yıl 1915 1.Dünya savaşı yılları
Mısır ve Kanalı geri almak gayesiyle
Çıkan şanlı ordu dönüyor Anadolu'ya
Emanet Mehmetler teslim edilecek
Her Mehmet'in bekleyen ocağı var
İnsan öncelikle kendisine karşı dürüst olmalıdır. Dürüst kalmalıdır.
Dürüstlük deriz dilimizden düşürmeyiz,fakat üzerinde de uzun boylu
Kafa yormayız. Nedir dürüstlük? diye düşünmeyiz. Dürüstlük geniş
Bir kavramlar bütünüdür. Dürüst insan kendisini kandırmaz, olduğu gibi
Yansıtır, tutarlı, dengelidir, neyi ne için istediğini sebep – sonuç ilişkilerini
Kavrar ve bilir.
Gözyaşları göletlerinde nilüferler yetiştireceğim
Bir damla düşüremeyecek yalancı gözlerin
Karanlık ruhun okşasa da ruhumu
Çekip gitmese de inatçı hayalin
**************************************************************
.......... VEFALI, DUYARLI BİR DOST OLAN,...........
.......... GÜZEL İNSAN NECMİYE HANIMI,..............
.......... TANIYABİLMİŞ OLMANIN MUTLANIŞIYLA,
.......... BAŞARILARININ DEVAMINI DİLERİM.........
......... ...
Sn.Necmiye Hanım siz bizim için bir ışık oldunuz şiirlerinizle bizi aydınlattınız.Şiirlerinizi okuyunca kendimden geçiyorum ve çok HOŞLANIYORUM sizinle çalışmak benim için büyük bir şeref ve övünç kaynağı
sizinle çalışmaktan çok mutluyum.
Allah daima yardımcınız olsun
sizi çok seven ...
Canım Ablacığım! !
Seninle birlikte iken,çok keyifleniyorum
şiirlerini okuduğum zaman da aynı duyguyu
yaşıyorum...Seninle görüşeceğim zamanı iple çekiyor,
kendimi iyi,özel hissettiriyorsun ve zaman geçmesin
istiyorum..Candan Gönüldennn.......
Selam ve sevgiler