Üçyüzaltmışbeş günün içinde,
Yeryüzü buz tutarken...
Metre metre karlar altında,
Damdan dama kediler atlarken...
Adı Ata'ydı...
Soyadı da Türk...
Türkün atası değildi ama,
Ata'nın bir Türk'üydü 'O'...
Esmer yağız delikanlı,
Bir yerde, bilenler bilir nerede?
Aslanı sarmış çakallar...
Yıllar yılı beslenirken pençesinden,
Çakallar da sinermiş onun gür sesinden.
Kıskanmışlar,
Bir insan durgunken,
Çılgınlaştıysa...
Senin için,
Birden çılgınlaştıysa...
Allah da affetmez,
Ak iplik kara iplik,
Birbirinden ayırd edilmeden...
Daha sabah ezanları okunmadan,
Engin dağlar üzerinden,
Yavaş yavaş bir ağarma ile,
Seninle dopdolu iken,
Nefes bile alamazken sensiz...
Şimdi yalnızım ben,
Sen de yaşarken bensiz...
Buz gibi soğuk gönlümde,
Ne bir bahar çiçeği açtı...
Ne de bir yaz gülü!
Bedenim sanki yaşayan bir ölü...
Ya gün ışığında, Ya da gecenin karanlığında,
Dünyaya gelip,
Merhaba demişsin...
Soluk soluğa sarılıp,
Ana kucağında anneyi sevmişsin...
Kalmamamış doğru dürüst insan
Elinde yok diye fazlaca imkan
Selam bile verilmez olmuş
Fesatlık hasetlik heryere dolmuş
Yaşamaktan ise ölsem mi ki...
Hikayedir aslı bu ya!
Aslan ile boğa, bir arada...
Dokunmadan sabuna suya,
Gezinmiş konuşmuşlar o sırada.
Ormanda ne var yok,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!