Ne zaman ki gökyüzüne baksam, orada seni görürüm,
Doğan güneş tebessümle adını fısıldar, seni bana getirir.
Bu hasretin ateşi gönlümde her geçen gün büyür,
Sana sarılacağım o kutlu günü iple çekiyorum.
Gözlerimde bir damla yaş değil, biriken umutsun sen,
Saatler geçmek bilmez, her saniye bin yıl gibi.
O an gelene kadar, her gecem seninle kurulu bir düş,
Sabahlar, sadece senin özleminle uyanışım olur.
Ellerim boşlukta, dokunuşunu arar her nefeste,
Kalbimin en derin yerinde sakladığım tarifsiz bir sızı.
Duysam sesini, ruhum kanatlanır, uçar sana doğru,
Seni çok seviyorum ve de bil ki, çok özlüyorum.
Gel artık, bu ayrılığın perdesi aralansın güneşle,
Kavuşmanın sıcaklığı sarsın iki yorgun bedeni.
O koku, o ten, o huzur... bende tamam olsun hepsi,
Tüm bu hasretin mükafatı o ilk sarılışımız olacak.
O an gelse, dünya sussa, zaman dursa, bir nefeste,
Yılların hasreti erise göğsünün sıcaklığında.
En güzel şiir teninin kokusu ciğerlerime dolsa,
İşte yuva, işte huzur; kayboluşun en güzel farkındalığında.
Kelimeler kifayetsiz kalsa, dudaklar titrek ve nârin,
Gözlerinde okusam, bitmeyen izini sevdaların.
Sana baksam, unutsam tüm fırtınaları, dünü ve yarını,
Sessizlikte yankılanan ruhumun en derin sözünü.
Yorgunluğun perdesi kalksa, kederler uçsa rüzgârla,
Artık ne bir hüzün kalsa, ne de bir korku yarında.
Sana kavuşmak, gönlümde açılmış taptaze baharla,
Tüm o boş geçen günlerin telafisi sıcacık kollarında.
Sana ait olmanın tarifsiz tadı, en büyük yemin,
İki ayrı yol, şimdi tek bir menzilde buluştu sonunda.
Bu kalp, bu ruh, bu hayat; hepsi artık senin,
Sensiz geçen ömrün hesabı kapandı, omuzunda benim...
Kayıt Tarihi : 10.10.2025 17:18:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!