Bıktım artık yalnızlıktan
Mutluluğa alkış tutmaktan
Tenha köşelerde
Gizli gizli ağlamaktan
Yıkıldım artık İstanbul
Seni yaşamaktan
SANA
İki kadeh doldurduğumda
Radyo da o eski şarkıda çalıyorsa
Mumlar usul usul dans ediyorsa
Bilki sen gelirsin yalnızlığıma
İmkansız düşler gördüm seninle
Etrafımda dönen dünya yoktu sanki
Ne denizin mavisi
Ne ormanın yeşili
Güneş yoktu
Gökyüzündeki ne ay nede yıldız
Bir kutuysam
Açılmayı bekleyen
Sen ol
Kurdele mi açmayı düşleyen
Bir çiçeksem
Selam olsun Muhammed’e
Sevdiği güle
Onu seven bülbüle
Selam olsun Muhammet ümmetine
Uğrunda göz yaşı dökene
Dün sahile gittim,
Her zamanki gibi yalnız...
Açık iki çay söyledim,
Garson biraz alaycı bir tonla,
Yanınızdaki de mi açık içer diye sordu.
Ben de gülümseyip,
Hani düşlerimde bir ev vardı
Önünde küçük bir havuz,
Etrafında çimler,
ve üzerinde rengarenk minderlerin olduğu
Hatırlarsan bahçesinde
Çocuklarımızın arkadaşlarına
Gözlerim vardı,
Sana susayan.
Şimdi şelale misali yaşlı.
Sözlerim vardı,
Sana çağlayan.
Şimdi lal oldu dillerim.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!