Nasıl bilirdim yazmasaydım sana;
gözyaşının mürekkebi dağıttığını,
kara gözlerinde şefkat ararken ben,
sende avını vuran avcının gururu,
batarken değil, okun çıkarken acıttığını.
Nasıl bilirdim görmeseydim seni;
o nazik ellerin,
akıl çelen güzelliği,
yem diye tuzağa saçtığını.
Umut bırakmak için yarına,
feda edip kendini,
bembayaz, gelin gibi son çiçeklerini,
ağaçların ölürken açtığını.
Nasıl bilirdim sevmeseydim seni;
küçücükm bir kalbin,
ne çok sevgi aldığını.
Kıymak için bir cana,
eli titremez bir kızın seçilip,
asla ıskalamadan hedefini,
ölümü parmaklarıyla attığını.
Cumaali'nin dediği gibi, nasıl bilirdim;
insanı en çok sevdiklerinin ağlattığını.
Bilmezdim.
Salih ParlakKayıt Tarihi : 30.3.2001 15:13:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!