Nasihatlar 1-Kırlangıç

kırlangıç

de değceğin; bireş etrafını tanırsın
el neydiyo ne go(yu) yo
höyle bi etırafına bakarsın

gırlanguşa sormuşlar
neye bi höyle bi böyle uçuyon deye de
demiş kine
'bazan belanın üstünden,
bazan altından,
bazan sağından, bazan solundan'
demiş

söz konusu çoluk-çocu(ğuy) un nafakası mı arkadaş
dikkuyrukluk etmecen
gereğirse garşıdan-garşıya
köprü olacan üstünden geçecekler
gereğirse el-etek öpecen
arap eli öpmeynen dudak gararmaz
gereğirse ağanın elini bırakacan
ayağını yalacan

emme kıç yalamaycan
çalıp-çarpmaycan
onun-bunun nafakasına yan göz(ü) ne bakmacan
çalıp-çarpmaycan
elindekinin gıymatını bilecen
gonşunun tavığını gaz görmecen

“Allah gonşuma beş versin
bana da bir versin decen
Allah gonşuma vermesin
bana da vermezse vermesin” demecen

kendi damındakı garga
elin avlısındaki tavıkdan evladır
bi piske mafat umupta
ele ayağa kapanan,
eninde-sonunda yalakalaşır
ademoğlnun onurunu ayak altına aldırır
bu millete kötünnük fakir fukaradan deği
onursuz insanda geli

KELİMELER
gırlangış/kırlankuş: kırlangıç
pikse/fiske: baş ve işaret barmakları birbirine sürtülerek ekelenecek kadar (belki de fiske)
mafat/menfaat: çıkar