Merhaba!
Ben Namık Salih
Sakarya da 1960 yılının karlı bir ocak gününde bembeyaz bir dünya ya doğmuşum…
İlk Öğretimi mi Atatürk ilk Okulunda gördükten sonra orta öğretimimi yine aynı şehirde bulunan
Merkez Orta Okulunda gördüm. Daha sonra Lise yıllarım başladı.
Ancak! Ülkedeki her geçen gün büyüyen Anarşik olaylardan dolayı Lise öğretimimi yarıda keserek
Almanya ya gittim. Sonrasında Askerliğimi yapmak için Ülkeme döndüm.
Ve bu kutsal görevimi de Kars / Damal da tamam’ladıktan sonra
28 yaşıma kadar Sakarya d ...
*** ADAM GİBİ SEVERİM ***
Yüreğin varsa; şimdi, vakit kaybetmeden gel sev beni…
Kaydırmadan gönlünü oraya buraya
Yalnız’ca bir yüreğe bağlı kalarak, saf duygularla
Bir gün gelecek dönüp arkana bakacaksın
Unuttuklarının seni unutmadıklarını göreceksin
Geçmişte yaşadığın güzel günleri hatırladıkça
Bu gün ne kadar yalnız olduğunu göreceksin…
Bir gün gelecek sende özleyeceksin
Gece giymis siyah elbisesini, yalnizligimi hatirlatiyor bana yine
Gök yüzünde Ay suskun, Yildizlar donuk, parlamiyorlar bu gece
Seni düsünürken kalbimin isigi gecenin karanligini basrtiriyor az da olsa
Sen uyuyorsundur belkide simdi, Güzel düsler görüyorsundur beklide
Ben de uyumak ve senin süsledigin düslere dalmak istiyorum Ama! Uyuyamiyorum.
Herkes derin uykulara dalarken, ben sana daliyorum.
Kalabalıkla beslenen, gürültüyle yoğrulan, mutlu, mutsuz kimi gülen yüzleriyle, kimi hüzünlü bakışlarıyla oradan oraya yürüyen, koşuşturan çeşit, çeşit insanların geniş kaldırımların çiğnediği, koskoca caddelerin arasında sıkışmış ve bir bilseniz ne yaşanmışlıklara şahit olmuş yorgun bir ara sokağım ben…
İlk ben duyarım sabahın erkenin de derinden gelen ayak seslerini. Anlaşılmaz bir telaşla başka, başka yönlere koşuşturur insanlar üzerimde, Uğultuları karışır yeni başlayan güne.
Çeşit, çeşit yüzler görürüm kimi çileli, kimi kederli, kimi gülen, kimi de asık yüzler görürüm hayata asılmaya çalışan…
Bazen gelir geçer insanlar üzerimden beni çiğneyerek.
Sevmek mi daha zor sevilmek mi? Ya da sevmek mi daha güzel sevilmek mi?
İki soru’nun da cevabı aynıdır aslında… Hem güzeldir, hem de zordur sevmek ve sevilmek… Zira! Emek ister, güç ister her şeyden önce mangal gibi bir yürek ister. Yaşam çok çeşitlidir, bir kumaş gibidir bazen, Kimi desenli kimi değil. Kimi rengârenk desenlerle bezenmiş, kimi de başından sonuna soluktur. Nasıl biçileceği bilinmeyen bir kumaş gibidir yaşam, Biçilir, dikilir, elbise yapılır giyilir… Bedenler aynıdır aslında hepsi güzeldir, kusursuzdur ama! Kimine yakışır, kimine yakışmaz…
Sevgi veririz insanlara en içten. Karşılığını da alırız çoğu zaman.
Gün gelir bu bile yetmez, tatlı sevimlilikler yaparız daha çok sevilmek için
Bu sabah Erken uyandım hayata
Hiç bulut yok havada
Ve bir yıldız hala parlamak ta
İşte o yıldız benim Yıldız’ım
Güneş yeni doğmakta dağların ardından
Küçük gen çeşitli maskeler yapardık kendimize
Bazen sevimli, bazen ürkütücü maskeler yapardık
Komşu çocuklarla çeşitli oyunlar oynardık
Çok ta eğlenirdik aslında, Belki de eğlendiğimizi sanırdık…
Sonra büyümeğe başladık yavaş, yavaş…
Hadi Salim baba, Vakit geldi
Boş kalmasın ortam, Donatıver şu masayı
Haydi yarasın beyler… Size iyi muhabbetler,
Ben çekileyim şöyle köşeme,
Geçmiş teki vefasız misafirim geldi yine
Daha gitmeden sancımaya başladı içimde yokluğun
Yüreğime sensizliğin acısı çökmeğe başladı
Henüz yanımdayken, gitmemişken
Senin hasretinle geçecek zemheri geceler
Kâbusum oldu şimdiden.
Bak; Rüzgârla güneş kol kola girmişler,
Bu akşam içim kıpır kıpır
Yüreğim bir başka atıyor sanki
Bir heyecan var içimde nedenini bilmediğim
Havada aşk kokusu var sanki
Mutlulukla gülümseyen insanlar örüyorum
Her baktığım yerde
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!