Seni bilmeden sorar dururdum…
Kendi kendime.
Cana can katan…
Nedir nadide olan diye?
Bak, yine yanıyorum.
Yine kendi hâlime…
Fikrimde ezelden var olan,
En tatlı yerime bulaşan,
Ruh ile ten gibi sanki…
Nedir senle bu bağı kuran?
Tan yerinden kopup gelen,
Bir borandı sanki nazarın!
Şimdi gel bir salık ver,
Benim ey nadide canım!
Nazara kötü bakış derler,
Dârı dünya hayatında!
Kalbinin ehliyeti olanda!
Suizan bulunmazmış derler.
Ehemmiyet verme; sakın!
Cihanın kanı kemaline.
Artık müsaade buyur sende;
İnsaf et bu biçare cana!
Kuş olup uçup dolansam.
Yorulunca durup konsam;
Gönlünün tutunacak…
Bir tek güzel dalına.
Ancak o vakit bana yoktur…
Bu âlem de ne dert ne tasa!
Çünkü huzur bulurum…
O ıssız durgunluğunda!
Seninle tatlı bir sabaha…
Uyandım sandığımda!
Kalbimin sağ yanını…
Bir telaşla yokladım!
Yatağımda pervane gibi,
Sanki dönüp durmadım!
Meğer hoş bir rüyaymış,
Dün gece yaşadıklarım.
Ama yok değildi, eminim!
O sendin nadide canım!
Lakin göğsümde duruyor…
Hâlâ nefesin ve sıcaklığın!
Sinemde de tütüyor…
Sessiz, sedasız;
Arzı endamın!
Kayıt Tarihi : 20.5.2025 19:13:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Sevgili eşim Gülhan Yücesoy'a yazdığım bir şiir...
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!